ORUCUN HİKMETLERİNDEN
Ramazân-ı şerîf orucu, Hicret’ten bir buçuk sene sonra, Şâban ayının onunda Müslümanlara farz kılınmıştır. Orucun dînî, ahlâkî, sıhhî, ictimâî pek mühim birçok hikmet ve faydası vardır. Bazıları şunlardır:
Oruç tutanlar, Allâhü Teâlâ’nın mukaddes bir emrine uydukları için takvâ mertebesine ulaşırlar.
Oruç tutanlar, ahlâklarını düzeltmeye, güzelleştirmeye nâil olurlar. Çünkü oruç, şehveti kırar, nefsin fena meyillerini düzeltir, kalbi nurlandırır. Kalbin şefkat, incelik ve merhamet gibi nezih hislerini artırır.
Oruç tutanlar, sıhhatlerini temin etmiş olurlar. Nitekim insan bedeni için, belli bir müddet perhiz yapmak, uzuvların dinlenmesi için bir ihtiyaçtır. Oruç tutan kişi de bir ay zarfında birtakım hastalıklardan kurtularak sıhhatini muhafaza altına almış olur. Nitekim bir hadîs-i şerîfte, “Oruç tutunuz ki sıhhatiniz devam etsin.” buyurulmuştur.
Oruç tutanlar, ictimâî/sosyal hayata da hizmet etmiş olurlar. Oruçlu olan kimse, Allâh’ın emrine itaat eden, nehyinden sakınan bir kişi demektir. Bunun yanında, tam bir ay, imsâkten iftara kadar helal olan şeyleri bile terk eden bir kimse, haram olan şeylere de yaklaşmak istemez. Nitekim birçok Müslüman, böyle, bir ay devam eden rûhî bir perhiz sayesinde birtakım zararlı, gayr-ı meşrû alışkanlıklarını tamamen terke muvaffak olur.
Oruç ibadetinin, hikmet ve faydalarının nihayeti yoktur. Bu kudsî vazifenin verdiği manevî lezzet ise her şeyin üstündedir. Bir hadîs-i nebevîde şöyle buyuruldu: “Oruç tutan için iki sevinç vardır; iftar ettiğinde (orucunu tamama erdirip yemek içmek imkânına) kavuştuğu sevinç ve Rabb’inin huzuruna çıktığında (kavuşacağı yüksek derecelerden dolayı) sevinç.”
Cenâb-ı Hak bütün Müslümanlara, bu ulvî ibadetin feyzinden hakkıyla istifade edebilmeyi nasip eylesin. Âmin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder