AİLEDEN ALINAN HAYAT DERSİ*
Zamanında babasına kızan bir delikanlı Evi terk etmeye karar vermişti, artık babasının sürekli ikaz ve söylenmelerine katlanmak istemiyordu.
"Diş fırçalarken suyu açık bırakma"
"Salondan en son kim çıktı?
Televizyon neden açık"
"Odada kimse yok, ışıkları niçin kapatmıyorsun?"
"Makası kullanıp, neden tekrar yerine bırakmıyorsun?"
Sabah bir iş görüşmesine gidecek ve eğer işe kabul edilirse aile evini bırakıp, kedisine bir ev kiralayacaktı. Kararı kesindi. Artık kendi hayatını yaşamak istiyordu.
Sabah, babası onu kapıya kadar uğurladı.
- Dikkatli ol ve bütün soruları cevaplamaya çalış, oğlum. dedi.
Ve her zamankinden daha fazla harçlık verdi.
Görüşme adresine gelince,
Baktı ki kapıda bekçi yoktu. Ve bahçe kapısı açıktı. Ama sürgülü kilidinin demiri dışarıya doğru sarkmıştı. Giren çıkan herkese değdiği için rahatsiz ediyordu.
Hemen kilit sürgüsünü geri çekti sabitledi ve içeriye girdi.
Bahçede bir hortum suyunun boşa aktığını görünce dayanamadı. Ve onu aldı sulasın diye bir ağacın dibine bıraktı.
Ve yoluna devam etti. İçerde bir avluya girdi, duvar dibinde boşa çalışan bir vantilatör gördü. Gayrı ihtiyarı bir hareketle, vantilatörü kapattığını fark etti.
Artık huyu nefsine galip geliyordu. Kendisini tuhaf hissetti ve bu durumundan nefret duymaya başladı. Kendi kendine napiyorum ben ya dedi.
Oradan küçük bir odaya girdi. Üzerinde ok işareti olan bir kağıtta "görüşme salonuna gider" yazıyordu. Ve kağıdın ters bir şeklide asılı olduğunu görünce. Rahatsiz oldu ama yinede Onu düzeltmek istemedi, fakat babası sanki karşında duruyor gibi hissetti birden ve ona;
"Onu düzelt" diyordu sanki. Ve dayanamadı ve kağıdı düzeltip, görüşme salonuna girdi.
Salonda diğer adaylar oturmuş sıralarını bekliyorlardı. Salonun ışıkları açıktı ve günün ışığı yeterince her yeri aydınlatıyordu. boşuna israf diye düşündü ama yinede aldırmak istemedi.
Fakat babasının sesini duyar gibi oldu. Sanki "kapatın şu ışıkları" diyordu.
Bu ses dikkatini dağıtıyordu. Duramadı hemen gidip ışıkları kapattı ve sırasını beklemek için bir kenara oturdu.
Sıra ona gelince görüşme odasına çağrıldı.
Masanın öbür tarafında oturan kişi evraklarını istedi.
Diplomalarını inceledikten sonra, işe ne zaman başlayabileceğini sordu.
Bunun bir tuzak soru olduğunu sandı ve "imtihanın bir parçası olmalı" dedi kendi kendine.
Ne cevap vereceğini bilemedi.
Tedirginliği yüzüne yansımaya başladı.
Karşısındaki adam; Neyi düşünüyorsunuz? Diye sorunca birden irkildi ve iş veren devam etti.
Biz burada kimseye soru sormadık.
Adayları cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik.
Adaylardan hiç birisi senin gibi davranmadı.
Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik.
Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ışıkları ve ters kağıt hepsi imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide tek geçen sendin. dedi Yeni işin hayırlı olsun.Yarın gel hemen işe başla dedi.
Oradan ayrılınca
Babasının disiplini ve sürekli ikazlarına kızdığını hatırladı. Ve pişmanlık duydu.
Birden bu işi sadece ailesinden aldığı disiplinle kazandığını farkettim.
Eve çok mutlu döndü ve ertesi gün babasınıda alıp yeni işyerini göstermeye götürdü.
Sonra babasına;
kendisine kazandırdığı düzen ve disiplin için teşekküretti.
Not: Hayatta başarılı olmanın yolu, disiplin ve çevremize gösterdiğimiz saygıdan geçiyor.
Anne-babalarımızın tek isteği bizim başarılı olmamız. Onlara kızmayalım, kırmayalım onları, öf bile demeyelim.
Bu vesile ile anne babalarımızın
Hayatta olanlarına selamet, ahirete irtihal edenlerinede rahmet diliyorum.
Emrah Polat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder