30 Mart 2022 Çarşamba

HASAN-I BASRİ HAZRETLERİ VE SALAVAT-I ŞERİFE:

 HASAN-I BASRİ HAZRETLERİ VE SALAVAT-I ŞERİFE:

Bir kadın Hasan-ı Basri Hazretlerine gelip:
“Benim bir kızım vardı, vefat etti.
Rüyamda görmek istiyorum.
Bana bir şeyler öğret, onu rüyamda göreyim” dedi.
Hasan-ı Basri Hazretleri:
“Salavatı Şerife oku” dedi.
Kadın Salavatı Şerife okudu ve rüyasında kızını gördü.
Kızı katrandan bir elbise giymiş, boynunda ateşten zincir, ayağında bağ vardı.
Hasan-ı Basri Hazretlerine hikaye edip ağladı.
Hasan-ı Basri Hazretleri de ağladı.
Bir müddet sonra Müşarun ileyh hazretleri o kızı Cennette bir yatak üzerinde başında da bir taç; nuru doğu ile batı arasını dolduruyor gördü.
Kız:
“Ey üstad! Beni bildin mi?” dedi.
Hasan-ı Basri: “Bilemedim” buyurdu.
Kız:
“Ben senin salavat öğrettiğin kadının kızıyım” demesi üzerine Müşarun ileyh hazretleri :
“Ne sebeple bu mertebeye nail oldun? diye sual buyurdular.
Kız:
“Bizim mezarlığımıza bir adam uğradı.
Resülüllah (S.A.V.) üzerine salavat okudu; sevabını bizim mezarlıkta olan ölülere hibe etti.
Ve bizim mezarlıkta azabta beşyüz elli ölü vardı.
“Şu kimsenin Nebi (aleyhissalatü vesselam) üzerine salavatı bereketiyle şu mezarlıkta olan mevtalardan azabı kaldırın” diye nida olundu.
Bu sebeple bu mertebeye nail olduk” dedi.
Kaynak : Mekasidu’t-Talibiyn / Sayfa: 228






Anlamadan Kur’an okumak
Sual: (Mukabele okumak ve dinlemek uygun değildir. Kur'anı okuyanın ve dinleyenin anlaması şarttır. Papağan gibi okumak, fayda yerine zarar verir) diyenler oluyor. Her milletten Müslüman olanlar var. Kur’anı herkesin anlaması mümkün olmadığına göre, Arapça bilmeyenlerin Kur'an okuması günah mıdır?
CEVAP
Kur'an-ı kerimi, lisanı Arapça olanlar bile anlayamaz; hatta evliyanın ve ulemanın en büyükleri olan Eshab-ı kiram bile, âyetlerin manalarını Resulullaha sual ederdi. Bir hadis-i şerif meali:
(Kur'an-ı kerim Allahü teâlânın metin [sağlam] ipidir. Manalarının hepsi anlaşılmaz. Çok okumak ve dinlemekle eskimez.) [İbni Mace]
Kur'an-ı kerimin, çok veciz olup, bitmez tükenmez manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kâğıt ve mürekkep bulunamayacağı bizzat Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir:
(De ki, Rabbimin [ilmini, hikmetini bildiren, hayrete düşüren] sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri tükenmez.) [Kehf 109 - Beydavi]
Demek ki, her Arapça bilen, Kur’an-ı kerimi anlayamaz. İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Ahmed bin Hanbel, Cenab-ı Hakkın, (Anlayarak da anlamayarak da Kur'an-ı kerim okuyan, benim rızama kavuşur) buyurduğunu bildirmektedir. (İhya)
İslam âlimlerinin en büyüklerinden, Hanbelî mezhebinin reisi imam-ı Ahmed hazretleri böyle buyururken, hâlâ herkesin Kur'an-ı kerimi anlayarak okuması gerektiğini söylemek ne büyük gaflettir! Nasıl olup da, (Kur'anı anlayamıyorsan ezberleme!) denebiliyor? Halbuki Kur’an-ı kerimi ezberlemek, hâfız olmak için manasını anlama şartı yoktur. Kur’an-ı kerimi hıfzetmenin sevabı çok büyüktür.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur’an-ı kerimi okuyun ve onu ezberleyin! Allahü teâlâ içinde Kur’an-ı kerim bulunan kalbe, azab etmez.) [Şir’a Şerhi]
(Kur'an hâfızları ehl-i Cennetin arifleridir.) [Ebu Nuaym]
(Hafızasında Kur’an-ı kerimden bir şey bulunmayan, harap bir ev gibidir.) [Tirmizi]
(Kur'anı hıfzeden kimse ölünce, Allahü teâlâ toprağa onun etini yememesini emreder. Toprak, "Ya Rabbi, senin kelamın içinde iken ben onu nasıl yiyebilirim?" diye cevap verir.) [Deylemi]
Elbette Kur'an hâfızlarının haramlardan kaçıp ibadetleri yapması gerekir. Aksi takdirde büyük vebal altına girmiş olurlar. Bazı kimseler de, okumasını bilmeyenin evinde Kur’an bulundurmasının uygun olmadığını söylüyorlar. Bunların sözleri de yanlıştır. Çünkü Kur’an-ı kerimi okumasını bilmese de, bereketlenmek için evinde mushaf-ı şerif bulundurmak sevaptır. (Hindiyye)
Mealler hatalıdır
Bilindiği gibi mealler değişiktir. Birbirini tutmayan yerleri çoktur. Prof.Dr. M.Sait Yazıcı Diyanet İşleri Başkanı iken açıkladığı gibi meallerde hata olur. Hiç hata olmasa bile meale "Allah kelamı" denmez. Kur’an-ı kerimin başka dillere yapılan çevirmelerine Kur'an denmez. Bunlara, Kur’an-ı kerimin meali denir. Bunlar, mütehassıs ve halis müslümanlar tarafından hazırlanmış ise, Kur’an-ı kerimin manasını anlamak için okunabilir. Buna bir şey denmez. Ancak bunlar, Kur'an diye okunamaz. Bunları, Kur'an diye okumak sevap olmaz, günah olur. İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
(Kur’an-ı kerim tercümesini, Kur’an-ı kerim yerine okumak haramdır.) [Fetava-i fıkhiyye s. 37]


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder