25 Mart 2022 Cuma

Peygamber -s.a.v- Efendimizin Hz. Hatice ile İzdivacı HAZRET-İ HATİCE İle İzdivac:

 Peygamber -s.a.v- Efendimizin Hz. Hatice ile İzdivacı

HAZRET-İ HATİCE İle İzdivac:
İki taraf da karar verip büyükleri vasıtası ilebirbirini istedikten sonra nikah hazırlıklarına başlandı. Nikah, adet üzere Hazret-i Hatice’nin evinde kıyılacaktı.İki tarafın yakınları geldiler. Kureyş eşrafıda davet edilmişlerdi.
Evlilik için lazım olan şeyler görüşüldükten sonra Hazret-i Hatice’nin amcasının oğlu Varaka bin Nevfel tarafından nikah kıyıldı. Kureyş’in ileri gelenleri de nikah şahidi olarak bulundular.Hazret-i Hatice’ye yirmi dişi deve mehir olarak verildi.
Ebu Talip ve Varaka Arap geleneklerine göre birer konuşma yaparak, her iki ailenin meziyetlerini dile getirdiler. Develer kesilerek davetlilere ziyafet verildi. Hazret-i Hatice’nin cariyeleri defler çalarak oyunlar oynayarak nikahı ilan ettiler.
Ebu Talip de evinde develer keserek halka ziyafet verdi ve yeni evlileri evine davet etti. Geldiklerinde sevincinden gözleri yaşardı. ’’Bizden bütün sıkıntıları ve üzüntüleri giderenAllah’a hamdolsun.’’dedi.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra Resulullah Aleyhisselam, zevcesinin evinde ikamet etmek üzere amcasının evinden ayrıldı. Bu suretle gençliğinin ikinci mühim devresine girmiş bulunuyordu..
Peygamber – SAV – Efendimiz’in gerdeğe girdiği Hazret-i Hatice’nin evi Safa ile Merve arasındaki attarlar çarşısının arkasında idi. Hazret-i Hatice bütün çocuklarını bu evde dünyaya getirmiş kendiside bu evde vefat etmişdi. Resulullah Aleyhisselam da hicret edinceye kadar buradan ayrılmamıştı.
Bu dönemde sıkıntılı günleri geride bıraktı.Hazret-i Hatice daha önceleri başkaları aracılığı ile ticaret yapardı. Fakat bu aracılar dürüst ve güvenilir olmadığı için çoğu zaman beklediği karı elde edemiyordu.Fakat işlerin idaresi tamamiyle Resulullah Aleyhisselam’ın eline geçtikten sonra büyük kazançlar temin edildi.
Hazret-i Hatice Validemiz Resulullah Aleyhisselam’a hanımlarının nesep yönünden en yakın olanıdır.Nesepleri Kusayy’da birleşir.
Resulullah Aleyhisselam’dan önce İbn’ün-Nebas’ın, ondan önce de Atik bin Abid’in nikahında idi. Her ikisi de ölmüşler, genç yaşta dul kalmış, kendisine onlardan büyük bir servet intikal etmişti. Güzelliğinin şöherti, zenginliğinden az değildi. Hala oldukça gençti.Kureyş eşrafından bir çok kimseler ona talip olmuşlarsa da , ne kadar çok mal ve mülk vermek istemişlerse de o bunların hiç birisini kabul etmemiş, Resulullah – SAV – Efendimiz’e ise bizzat kendisi talip olmuştu.
Becerikli ve akıllı bir kadın olan Hazret-i Hatice, zamanın okuma yazma bilenlerindendi.Haniflerden olan amca oğlu Varaka ile beraber mukaddes kitabın bazı bölümlerini okumuştu. Yüksek bir ruha sahipti.Engin ahlakı yüzünden cahiliyet devrinde de İslamiyet devrinde de ‘’Afife: çok iffetli’’ ve ‘’Tahire: çok namuslu, çok temiz’’ lakapları ile şöhret bulmuştu.Pakize bir kadındı.
Peygamberlikten önceki hayatında olduğu gibi, peygemberlğiğinin sıkıntılı günlerinde de; sevgisiyle, kalbinin rikkatiyle, imanının kuvvetiyle, sadakat ve faziletiyle, akıl ve zekasıyla Resulullah Aleyhisselamîn en yakın desteği ve yardımcısı, vefakar ve cefakar bir hayat arkadaşı oldu. Etrafında pervane gibi döndü. Dertlerini paylaştı. Her güçlüğe göğüs gerdi, her sıkıntıya katlandı.
Onu o kadar sevdi ki, ona öyle bağlandı ki; O’nun irade ve düşüncesi dışında hiçbir dileği kalmadı.
Hazret-i Allahîn biricik Habib-i Ekrem’ini ilk tasdik eden, ilk İslam şerefi ile müşerref olan O’dur. Nasıl ki Havva validemiz bütün insanların annesi ise o da İslam’ın annesidir.Hem Müminlerin annesi, hem İslam’ın annesi.
O ki,İslam’ın beşiğini salladı.O ki, Nur’un nurudur.
İlk iman eden kadınolması hasebiyle, kendisinden sonra İslam’a girecek kadınlar için çığır açmış oldu ve bu sebeple de kıyamete kadar imana girenlerin sevabına iştirak etti.
Resulullah Aleyhisselam da ondan çok memnundu. ‘’Bana Hatice’nin sevgisi verildi.’’ buyurmuşlardır.
Evlendiklerinde Resulullah Aleyhisselam yirmibeş, o ise kırk yaşlarında bulunuyorlardı. Onbeş yılı peygamberlikten önce, on yılı da peygamberlikten sonra olmak üzere birlikte yirmibeş yıl nezih ve mesut bir hayat yaşadılar. O devirde çok evlilik normal bir adet olduğu ve bir çok teklifler aldığı, aralarında da bu kadar yaş farkı olduğu halde, o hayatta iken başkası ile evlenmeyi hiç düşünmemişti.
Resulullah Aleyhisselam insanları uyandırma emrini alınca tebliğ işine bir anda ve bütün gücüyle başlamadı.Temkinli, tedbirli ve ihtiyatlı davrandı. Davetini ilk önce mümkün olduğu kadar gizli tutmaya çalıştı, bu ferdi ve gizli çalışmalar üç sene devam etti. Bu ilk yıllarda akrabalarından başlayarak, yakın çevresindeki dostlarını gizlice İslam’a davet etmiştir. İlk olarak Hazret-i Hatice’ye durumu açtı, yeni gelen vahyi anlattı. ‘’Kimi davet edeyim, beni kim tasdik eder?’’ diye endişesini arzedince ‘’Ya Resullullah! Seni ben tasdik ederim.’’ karşılığını aldı ve ilk iman eden o oldu. İlk iman edenin kadın olmasındaki şeref, kadınlığa ebediyen yeter.
Kureyş kadınları içinde soyca en üstünü, servetçe en zengini olan, işini çok iyi bilen ve sıkı tutan Hazret-i Hatice; nübüvvet geldiği pazartesi gününün sonuna doğru herkesten önce Resulullah Aleyhisselam’la namaz kılmak şerefine de ermişti.
Beş vakit namaz Hicret’ten birbuçuk yıl önce miraç gecesinde farz kılınmıştır. Fakat Resulullah Aleyhisselam Miraç’tan önce de arkadaşları ile namaz kılmıştır.
Şöyle ki;
Cebrail Aleyhisselam gelip Resulullah Aleyhisselam’a abdest almasını ve namaz kılmasını öğretmiş, o da Cebrail Aleyhisselam’dan gördüğü şekil üzere Hazret-i Hatice’ye öğretmiştir..."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder