Selmân-ı Fârisî “radıyallahü anh” Resûlullahı“sallallahü
aleyhi ve sellem” medh ediyor ve yehûdî kavmini de kötülüyordu. O yehûdî onun sözlerinden alınıp, bu kişi size düş-
mândır. Kötü söz söylüyor, dedi. Resûlullah “sallallahü
aleyhi ve sellem” hayret etdi ve bu farslı kimse bize ezâ yapmaya gelmiş, buyurdu. O sırada Cebrâîl aleyhisselâm gelip,Selmân-ı Fârisînin “radıyallahü anh” ne dediğini bildirdi.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” o yehûdîye Selmân-ı Fârisînin “radıyallahü anh” söylediklerini birer birer açıkladı. Yâ Muhammed, sen onun lisânını biliyordun da beni neden istedin, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi vesellem” bilmiyordum. Fekat, Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve ta’lîm eyledi, buyurdu. Ey Muhammed! Bundan önce seni yalanlardım. Şimdi anladım ki sen Allahın Resûlüsün. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve enneke Resûlullah diyerek müslimân oldu. Bundan sonra Resûlullah “sallallahü aleyhi vesellem” Cebrâîl aleyhisselâma Selmâna arab lisânını ta’lîmeyle, dedi. Cebrâîl aleyhisselâm gözünü yumsun ve ağzını açsın, dedi. O da öyle yapdı. Ağzının suyundan onun ağzınakoydu. O ânda Selmân-ı Fârisî “radıyallahü anh” arabî konuşmağa başladı. .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder