Resûlullah (s.a.v.) Mekke’nin fethi ânında sa’y yaparken
müşriklere karşı güçlü görünmeleri için omuzlarını açıp hervele yapmalarını ashâbından istemişti. İslâm her tarafa hâkim olduktan sonra da hervele (remel) yapılması hakkında Ömer (r.a.) der ki; “Allah İslâm’ı hâkim kılıp küfrü giderdiği halde neden hâlâ hervele yapılıyor ve omuzlar açılıyor diye aklıma geldi. Fakat böyle olmakla birlikte Resûlullah (s.a.v.) zamanında yaptığımız bir şeyi asla bırakamayız.” (Ebû Dâvud 1887)
Hz.Ömer (r.a.)’e; “İnsanlar bugün emniyettedir, o halde
niçin seferde namazları kısaltıyoruz?” diye sorulduğunda buyurdu ki; “Bunu Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme bende sormuştum. Bana; “Bu Allah Azze ve Cellenin sizlere bir ihsânıdır. Allah’ın ihsânını kabul edin” buyurdu.” (Ebû Dâvud)
Hz. Osman (r.a.), Efendimiz (s.a.v.) hayatta iken O’na
hizmet ve bağlılıkta nasıl hassas idiyse, vefâtından sonra da
sünnetine tâbi olmakda da o ölçüde titiz ve gayretli olmuştur. Ahkamla ilgili konularda olduğu gibi günlük işlerinde de
Resûlullah (s.a.v.)’i kendisine örnek almıştır. Bir defasında
Mescid-i Nebevî’nin ikinci kapısında oturup, kesilmiş hayvanın bir kürek kemiğini getirip yemiş, sonra kalkıp namaz kılmış ve şöyle buyurmuştur; “Resûlullah (s.a.v.) in oturduğu yerde oturdum, Onun yediğinden yedim ve Onun yaptığı gibi
yaptım.” (İmam Ahmed 1/62)
Bişr el-Hafi (k.s.) diyor ki, «Bir gece Nebî (s.a.v.)’i rü’yâmda gördüm, bana dedi ki, “Ey Bişr! Allah senin dereceni arkadaşların arasında neden yüksek kıldı, biliyor musun?” “Hayır, ya Resûlullah” diye cevap verdim. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) “Sâlihlere hizmet ettiğin için, mü’mîn kardeşlerine nasihat ettiğin için, dostlarını ve yolumdan ayrılmayanları sevdiğin için ve yolumdan gittiğin için.” diye kendi sorusuna cevap verdi. Nebî (s.a.v.) buyuruyor ki: “Benim sünnetimi ihyâ eden beni sevmiş olur, beni sevenler de Kıyâmet günü cennette benimle birlikte olurlar.”
(İmâm-ı Gazâlî (k.s.) , Kalplerin Keşfi , 59-66.s.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder