29 Aralık 2021 Çarşamba

Selmân-ı Fârisî “radıyallahü anh” îmâna gelmek se’âdetine kavuşunca, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” onun ne söylediğini anlamak için fârisî bilen bir tercümân istedi. Fârisî ve arabî bilen bir yehûdî tüccâr buldular. Selmân-ı Fârisî “radıyallahü anh” Resûlullahı“sallallahü aleyhi ve sellem” medh ediyor ve yehûdî kavmini de kötülüyordu. O yehûdî onun sözlerinden alınıp, bu kişi size düş- mândır. Kötü söz söylüyor, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” hayret etdi ve bu farslı kimse bize ezâ yapmaya gelmiş, buyurdu. O sırada Cebrâîl aleyhisselâm gelip,Selmân-ı Fârisînin “radıyallahü anh” ne dediğini bildirdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” o yehûdîye Selmân-ı Fârisînin “radıyallahü anh” söylediklerini birer birer açıkladı. Yâ Muhammed, sen onun lisânını biliyordun da beni neden istedin, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi vesellem” bilmiyordum. Fekat, Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve ta’lîm eyledi, buyurdu. Ey Muhammed! Bundan önce seni yalanlardım. Şimdi anladım ki sen Allahın Resûlüsün. Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve enneke Resûlullah diyerek müslimân oldu. Bundan sonra Resûlullah “sallallahü aleyhi vesellem” Cebrâîl aleyhisselâma Selmâna arab lisânını ta’lîmeyle, dedi. Cebrâîl aleyhisselâm gözünü yumsun ve ağzını açsın, dedi. O da öyle yapdı. Ağzının suyundan onun ağzınakoydu. O ânda Selmân-ı Fârisî “radıyallahü anh” arabî konuşmağa başladı. .

 Bedr savaşında müşrikler mağlûb oldular. Bedrden kaçıp, Mekkeye dönünce, aralarında bulunan Ebû Süfyân bin

Harbe, Ebû Leheb savaşın durumunu sordu. Ey Ebû Leheb!
Düşmânlarımız silâh kuşanmışlar. Onlar netarafa hücûm etseler vuruyorlar. Onların yanında gök ile yer arasında beyâz
tenli ve gösterişli atlara binmiş kimseler gördüm. Biz onların karşısında dayanmaya aslâ güç yetiremedik, dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder