29 Aralık 2021 Çarşamba

KABE VE MESCÎD-İ HARÂM’IN FAZÎLETİ Ömer b. Abdülaziz (r.a.), Kabe’nin faziletine dair Allâhü Te’âlâ’nın, Mûsâ (a.s.)’a vahyini şöyle anlattı: Mûsâ (a.s.) sordu: “İlahi, hac nedir?” Allâhü Te’âlâ buyurdu: “Hac, beytimi ziyaret etmektir ki, onu bütün beytlere tercih ettim. Hürmet edilen bir yerdir ki, Halilim İbrahim onu öyle yaptı. Yeryüzünün her yanından ona gelirler. Tehlil ederek telbiye okurlar. Tıpkı kulun efendisine: “Lebbeyk” (emrine geldim) dediği gibi.”


Mûsâ (a.s.) tekrar sordu: “İlahi, onlara verilecek sevâp nedir?“ Allâhü Te’âlâ şöyle buyurdu: “Onları bağışlayacağım. Hatta onları komşuları ve yakınları için şefaatçi kılacağım.”
Mûsâ (a.s.) tekrar sordu: “İlahi, onların hepsinin malları helal yoldan kazanılmamış. İçlerinde temiz kalpli olmayanlar da var. ”Bunun üzerine Allâhü Te’âlâ şöyle buyurdu:
“Onların kötülerini, iyilerine bağışlayacağım.”
Ata ve İbn Ömer (r.a.)’den naklen, Resûlullâh (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu anlatılır: “Mescid-i Haram hariç, bu mescidimde kılınan bir vakit namaz, diğer mescitlerde kılınan bin vakit namaz yerine geçer.”
Diğer bir rivayette şöyle buyurdu: “Bu mescidimde kılınan bir vakit namaz, diğerlerine nazaran on bin vakit namaz yerine geçer, Mescid-i Haram hariç. Diğerlerine nazaran, Mescid-i Haram’da bir vakit namaz, yüz bin namaz yerine geçer. Sırf Allâh (c.c.) rızâsı için kılınan bir namaz, diğer namazlara nazaran iki yüz bin namaz yerine geçer.” Sonra şöyle buyurdu: “Bundan daha üstününü size haber vereyim mi? Bir kimsenin, gece karanlığında güzelce abdest alıp, Allâh (c.c.) rızâsı için kıldığı namaz...”
(Ebü’l Leys Semerkandi, Tenbihü’l Gafilin Bostanü’l Arifin, 571-572.s.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder