Osmanlı’nın büyük âlimlerinden İmâm Birgivî Hazretleri şöyle buyurur:
“Kardeşlerime, evlatlarıma, arkadaşlarıma ve bütün müminlere vasiyetim ve nasihatim şudur ki;
İlmi ile amel eden âlimlerin meclisinde bulunup dinî ilimleri öğrensinler, cahil kalmasınlar. Şeytana uymasınlar. Ebû Hüreyre radıyallâhü anh şöyle buyurdu:
“Bir saat ilim meclisinde bulunup, dinimde lazım olanları öğrenmek, bana Kadir Gecesi’ni ihya etmekten daha sevimlidir.”
Ebû Zer radıyallâhü anh’ın rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ey Ebû Zer! Sabahleyin ilim meclisinde bulunup Kur’ân-ı Kerîm’den bir âyet-i kerîme öğrenmek, yüz rekât (nafile) namaz kılmaktan hayırlıdır. Sabahleyin gidip (dinî) ilimlerden bir kısım ilim öğrenmek, onunla amel olunsun yahut olunmasın bin rekât (nafile) namaz kılmaktan hayırlıdır.”
Bir kısım demek, “Bir mesele de olsa” manasına gelir. “Amel olunsun yahut olunmasın.” demek; bu mesele sana şu anda lazım olsun yahut olmasın, demektir.
İlim kadar büyük bir şey yoktur. İlim öğrenmek ve öğretmek kadar büyük ibadet yoktur. Müslüman; çalışıp, faydalı ilim, sâlih amel ve ahlâk-ı hamîde (güzel ahlâk) sahibi olmalıdır.
Aslî ve fer’î (itikâdî ve amelî) ilimleri bilen, ilimde ve amelde kendisine güvenilen ve itimat edilen âlimlerin sözü ile amel etmelidir. Âlim kılığında çok kimseler vardır ki, ilimden mahrumdurlar. Onların şekline ve şöhretine itibar olunmaz. Nitekim “Yarım âlim din yıkar, yarım tabip beden yıkar” demişlerdir.
*FAZİLET TAKVİMİ 28 Aralık 2021, Salı*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder