❝RABBİMİN HAKKINDA BENİ İKAZ ETTİĞİ ZAT
MERHABA SANA❞━━━━➳༻❀❀༺➳━━━━
Abdullah Bin ümmi Mektûm ra.gözleri görmeyen sahabe-i kiram
O, İslâm'ı öğrenme aşkıyla yanan bir gönle sahipti. Resûlullah ﷺ Efendimizden
yeni şeyler öğrenmek için çırpınırdı.
İslâm'ın ilk günleriydi. Mekke-i Mükerreme'de Kureyş'in zengin, itibarlı ileri gelenlerinden
üç-beş kişiye Rasül-i Ekrem ﷺ Efendimiz
İslâm'ı anlatıyordu.
Bu esnada İbni Ümmi Mektûm (r.a) oraya geldi. Peygamberimizin sesini duyunca...
❝Ya Resulallah Allah'ın sana öğrettiğinden
bana da öğret❞ dedi.
Orada bulunanlardan habersiz âmâ olan
İbni Ümmi Mektûm direk söze girmişti.
Bu davranış Resûl-i Ekrem ﷺ Efendimizin
hoşuna gitmedi.
İslâm'a girmelerini, ve eğer Müslüman olmayı
kabul ederlerse daha da güçlenecekleri ümidiyle
Kureyş'in ileri gelenleriyle ilgilendi.
İbni Ümmi Mektûm (r.a) birkaç defa aynı sözü tekrar etti. Cevap alamadı...
Onun bu ısrarına Resûl-i Ekrem ﷺ in canı sıkıldı. Sessiz kaldı ve yüzünü çevirdi.
Kureyş'in ileri gelenlerine yönelerek onlara
İslâm'ı anlatmaya devam etti.
İbni Ümmi Mektûm'a cevap vermedi.
Peygamber efendimiz ﷺ'in Konuşması bitip oradan ayrılınca Cebrail aleyhisselam
"Abese" sûresini getirdi.
Allah Teala bu sûre ile Habibini ikaz buyurdu. Yapılan hareketin yanlış olduğunu duyurdu.
İnanan insan her zaman kıymetliydi...
Önce ona değer vermek gerekliydi...
Onunla ilgilenmemek hata idi...
━━━━➳༻❀❀༺➳━━━━
Allah ﷻ Rasulallah ﷺ'i Abese sûresinde
şöyle ikaz buyurdu...
1.Yüzünü ekşitti ve döndü
2.Kendisine âmâ geldi, diye.
3.Ne bilirsin, belki o temizlenecek?
4.Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek
5.Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
6.Sen ona yöneliyorsun.
7.Onun temizlenmesinden sana ne?
8.Ama sana can atarak gelen,
9.Allah'tan korkarak gelmişken,
10.Sen onunla ilgilenmiyorsun,
11.Hayır, hayır, sakın. Çünkü o Kur'an bir öğüttür.
Ne yüce ölçüler!.. Ne yüce davranış!..
Ne yüce ahlak!..
Allahım biz kullarını o yüce ahlakla donat!..
İnanan kardeşimizin kıymetini bilenlerden eyle!.. Bize bu engin sermayeyi lutfeyle!..
Kur'an ahlakıyla o yüceliklere ulaşmayı
müyesser eyle!.. Amin.
Rabbimiz, bu âyetlerle Habibini uyarınca,
iki Cihan Güneşi ﷺ Efendimiz
Abdullah Bin Ümmi Mektûm (r.a)'ı sık sık evinde ziyaret etti. Karşılaştığı her yerde...
"Ey hakkında Rabbimin beni ikaz ettiği zât merhaba!" diye iltifat etti.
Ona daha fazla alâka ve sevgi gösterdi.
Hâne-i Saâdetlerine alıp götürdü.
Ridasını altına yayarak üzerine oturttu.
Onunla karşılıklı sohbet etti.
Gönlünü almak için daha sıcak ve yakından ilgilendi.
━━━━➳༻❀❀༺➳━━━━
Abdullah Bin Ümmi Mektûm (r.a) bir defasında Fahr-i Kâinat ﷺ Efendimizi ziyaret için
hane-i seâdetlerine geldi.
Huzura girmek için izin istedi.
O sırada Sevgili Peygamberimiz ﷺ
Ümmi Seleme île Meymüne ra. annelerimizle beraber oturuyordu.
İbni Ümmi Mektûm (r.a)'a izin verdi.
Hanımlarına da "Siz şu tarafa çekilin " buyurdu. Validelerimiz:
"Ya Resûlullah! Onun iki gözü de görmüyor" dediler.
Bunun üzerine iki Cihan Güneşi Efendimiz:
O görmüyorsa siz de görmüyor değilsiniz ya!" buyurdu.
İşte İslâm hassasiyeti ve işte dünyamız...
Nerede kaldı o yüce ahlakın değerini anlayanlar...
O iffet duygularını koruyanlar...
ÂMÂ ŞEHİT
O, cihattan da geri kalmak istemiyordu.
Cihatla ilgili ayetler nazil olunca
"Ya Resullallah! gücüm yetseydi cihada katılırdım diyerek üzüntüsünü belirtti.
Kâdisiye savaşına katıldı. Arkadaşlarına....
❝Beni saflar arasında durdurunuz.
Sancağı elime veriniz.
Onu sizin için taşıyayım.
Nasıl olsa, ben kaçmaya gücü olmayan
bir âmâyım❞ diyerek onlara moral verdi.
Üç gün şiddetli çarpışmalar karşısında kaldı.
Fakat sancağı elinden bırakmadı.
Savaşın sonunda sancağa sıkıca sarılmış vaziyette şehit olarak bulundu.
━━━━➳༻❀❀༺➳━━━━
Cenab-ı Hak bizlere bu âşık, kahraman yiğitin hayatından ibret almayı ve
onun şefaatlerine ermeyi nasib eylesin.
Âmin
Selâm ve dua ile
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder