Mehmet bozkırlı abiden “
Zannediyorsam 1953 ya da 1954 de misafirhanede oturuyoruz. Efendi Hazretleri dedi ki,
“evladım Mehmet, acı soğanda patates de 10 liraya çıktı”20 -25 kuruş iken. Birden ikisi de 10 liraya çıkıverdi. Bir taraftan inşaat, bir taraftan da 180 talebenin yemesi var. Şöyle böyle birer ekmekten 200 ekmek alıyoruz. Mübarek öyle deyince, Hazretimize dedim ki,
“efendim eğer müsaade ederseniz ben buradan bir –iki talebe alayım, Bozkır’a gideyim. Bozkır Seydişehir havalesinden 15 gün içerisinde himmetinizle, duanızla bu talebenin bir senelik yiyeceğini getiririm” dedim. Mübarek oturduğu yerden kalktı.
“Evladım hiç durma hangi arkadaşını alacaksan al, git” buyurdu. Dedim efendim buradaki tertibi bozmayalım. Tekâmül kursu var. Bütün hocalara dersi taksim etti. Herkes bir vazife aldı. Herkesin önünde 20, 30, 40 tane talebe. Böyle ayarlanmıştı.
“Buradaki tertibi bozmayalım” dedim. Hasan Arıkan’ın eniştesi var Fazıl Temizerler. O annesi hasta diye Kütahya’ya gitti. Tekâmül kursuna iştirak edemedi. Onu evden alayım. Konya’da okutan muhittin Candan var, onu alayım. Bir de Abidin Topuz var, onu alayım. Onlarla beraber 4 kişi. Bu işi hallederiz dedim. Bana bir yol parası verdi.
“Yarım saat içerisinde hemen git oğlum. Yalnız gelinceye kadar iki kursta da yerine başkan tayin et. İşini teslim et” ondan sonra ayrıldım.
16 günde 10 ton erzak temin ettik. İki ton nohut sattık. Onun parasıyla da Bozkır’dan iki sığır aldık. Bir dana aldık 4 tane de keçi aldık. Onları kestirdik. Annem, babam, kardeşlerim, yakınları hep topladım. Kasapları getirdik. Onlar parçaladılar, onlar da kıydılar. 4 teneke vita yağı aldık. 4 -5 teneke içine etleri doldurduk. 8.5 ton erzakla kısıklıya geldik. O zaman daha inşaat bitmemişti. Yalnız dükkânın birisinin sıvası bitti. Kepenk çekmiştik. Oraya arabayla geldik. Valide Sultanımız aşağıya indi. Geldi baktı iki araba dolu elhamdülillah. Evladım Efendi Hazretlerini büyük bir külfetten kurtardın Allah senden razı olsun dedi. Efendi Hazretleri geldi inanır mısınız? Ben dükkânın içinde tahta, kalas koyuyorum kenarlarına. Efendi Hazretleri asasını koluna taktı. Yarım saat Konya havalesine hem ağladı hem dua etti.
İşte o yokluklar içerisinde Hazretimiz öyle derdi.
“Evlatlarım hasır üzerinde oturuyorsunuz. İcabında bir bulgur pilavını dahi bulamıyoruz. Ama bir gün gelecek benim evlatlarımı uçaklarla taşıyacaklar. Bir gün gelecek ümmeti Muhammet öyle binalar yapacak ki, benim evlatlarıma hasr edecekler. Evlatlarım orada okuyacaklar” bunu 40 sene evvel önce söyledi. Bu gün hepsi tahakkuk etti.Elhamdulillah...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder