27 Ocak 2022 Perşembe

BÜTÜN İLİMLERİN TOPLANDIĞI BİR HADÎS-İ ŞERÎF

Âlim ve velî bir zat olan Ebûbekir eş-Şiblî (rahimehullah) dörtyüz âlime hizmet edip onlardan ilim öğrendikten sonra şöyle dedi: Dört bin hadîs-i şerîf okudum, öğrendim. Sonra bunların arasından birini seçtim ve onunla amel ettim.

Düşündüm de kurtuluşumun bu hadîs-i şerîfte olduğunu anladım. Eski ve yeni; geçmiş ve gelecek bütün ilimler bu hadîs-i şerîfte toplanmıştır. Bu hadîs-i şerîf şudur:
“Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, ashâbına şöyle buyurdular:
Dünyan için orada kalacağın kadar çalış.
Âhiretin için de orada kalacağın kadar çalış.
Allah için, ona ihtiyacın kadar amel et.
Cehennem ateşi için de ona dayanabileceğin kadar günah işle.”
Akıllı kimse Allâhü Teâlâ’yı zikretmeyi ve ona ibâdet ve itâati, kendisi için gıda gibi görmelidir. Bu da ancak kalbini mâsivâdan; Allah’tan başka her şeyden temizlemek, kalbi mutmain oluncaya kadar zikrullah ile nurlandırmak, her bir âzâsını yaratıldığı iş için kullanıp başka şeylerden muhâfaza etmekle mümkün olur. Bir kimse ömrünün bir ânını yaratılış gayesinin dışında geçirse kıyâmet gününde uzun müddet pişmanlık çeker.
Hadîs-i şerîfte “Ehl-i cennet hiçbir şeye pişman olmaz. Ancak Allâhü Teâlâ’yı zikretmeden geçirdiği zamana pişman olur.” buyurulmuştur. Yani muhakkak dünya bir saattir. Kıyâmet gününde pişman olmamak için onu ibâdet ve itâatle geçir, demektir.
Enes bin Mâlik’den (radıyallâhü anh) rivâyet olunan hadîs-i şerîfte Resûlüllah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Her insanın üç dostu vardır. Birisi ‘Harcadığın senindir, harcamayıp tuttuğun senin değildir.’ der. Bu insanın malıdır. Diğeri ‘Ben seninle beraberim. Sultanın kapısına geldiğin zaman (yani kabirde) seni bırakır dönerim.’ der. Bu da âilesi ve akrabasıdır. Bir diğeri de ‘Sen (kabre) girdiğinde de çıktığında da seni yalnız bırakmam.’ der. Bu da sâlih amelidir.” (Hâdimî, el-Berîka)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder