27 Ocak 2022 Perşembe

Hurilerin Cennette Şarkı Okumaları: Önceki sayfalarda da naklettiğimiz gibi Tirmizî… Hz. Ali’den rivayet et­ti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

 Hurilerin Cennette Şarkı Okumaları:

Önceki sayfalarda da naklettiğimiz gibi Tirmizî… Hz. Ali’den rivayet et­ti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cennette siyah gözlü hurilerin bir toplantı yeri vardı. Orada yaratıkla­rın mislini duymadıkları bir sesle şarkı okurlar. (Şarkılarında) derler ki:
Bizler ebedi olanlarız. Asla helak olmayız.
Bizler nimete mazhar olanlarız. Asla yoksul düşmeyiz.
Kendilerine eş olarak verildiğimiz erkeklere ve bize koca kılınan erkek­lere ne mutlu!”
Cafer el-Feryabı… Ebû Salih’ten rivayet etti ki; Ebû Hüreyre şöyle de­miştir:
“Cennette boydan boya uzanan bir ırmak vardır. İki kıyısında karşılıklı oturan bakireler, halkın duyacağı bir sesle şarkı okurlar. Cennette insanlar onun kadar lezzetli bir şey göremezler.” Ben: “Ey Ebû Hüreyre o şarkı ne­dir?” diye sorduğumda şu cevabı verdi: “İnşaallah teşbih, tahmid, takdis ve onur ve üstünlük sahibi Allah’ı övmektir.”
Cennetin evsafım anlatırken Ebû Nuaym… Ebû Hüreyre’den merfu ola­rak şöyle bir rivayette bulunmuştur:
“Cennette kökü altından, dallan inci ve zebercedden olan bir ağaç var­dır. O ağacın üzerine bir rüzgar eser; dalları birbirine girer. Duyanlar ondan daha lezzet verici bir şey duymazlar.”
Önceki sayfalarda İbn Abbas’tan şöyle bir rivayette bulunulmuştu:
“O ağacı rüzgarlar sallar. O da dünyadaki her eğlencenin sesiyle hareket eder.”
İbn Ebi’d-Dünyâ… Enes’ten rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle bu­yurmuştur:
“Doğrusu siyah gözlü huriler cennette (şöyle bir) şarkı okurlar: Bizler güzel hurileriz. Kıymetli kocalar için yaratılmışız.”
Hafız Ebû Nuaym Muhammed b. Cafer b. Asîle… İbn Ebi Evfâ’dan ri­vayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cennetliklerden her bir adam, dört bin bakire, sekiz bin dul ve yüz hu­ri ile evlenir. Bunlar, her yedi günde bir toplanır ve yaratıkların mislini duy-madıkan güzel sesle şöyle bir şarkı okurlar:
Bizler mazhar olanlarız. Yoksul düşmeyiz.
Nimete mazhar olanlarız. Yoksul düşmeyiz.
Razı olanlarız. Kırgınlık nedir bilmeyiz.
Kalıcılarız asla göç etmeyiz.
Bize koca kılınan erkeklere ve kendilerine eş olarak verildiklerimize ne mutlu!”
Taberanî… İbn Ömer’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.aiv.) şöyle buyur­muştur:
“Doğrusu cennetliklerin zevceleri, kocalarına, hiç kimsenin duymadığı en güzel süslerle şarkı okurlar. Okudukları şarkılardan biri şudur:
Biz ebedileriz, asla ölmeyiz. Güvende olanlarız, hiç-korkmayız.
Kalıcılarız, hiç göç etmeyiz.” Cafer el-Feryabî… Ebû Ümâme’den rivayet etti ki; RasûkıUah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cennete giren her erkeğin baş tarafına ve ayaklarının yanına mutlaka ceylan gözlü iki huri oturur. Ona, insanların ve cinlerin duyabileceği en gü­zel sesli şarkı olurlar. Bunlar, şeytanın zurnaları değildirler.”
İbn Vehb, Saîd b. Ebi Eyyub’un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kureyş’ten biri İbn Şihab’a dedi ki: Cennette semâ var mıdır? Çünkü o samâi çok seviyordu. İbn Şihab dedi ki: İbn Şihab’ın canı elinde olana yemin olsun ki, Cennette bir ağaç vardır ki üzerinde inci ve zebercedler bulunur. Al­tında da memeleri tomurcuklanmış huriler şarkı okuyarak derler ki: Biz nimete mazhar olanlarız, yoksulluğu düşmeyiz. Biz ebedileriz, hiç ölmeyiz.
İbn Vehb, Halid b. Yezid’in rivayetine göre şöyle demiştir: “Cariyeler (yani huriler) kocalarına şu şarkıyı okurlar: Bir hayırlı güzelleriz, âlicenap gençlerin eşleriyiz. Biz ebedileriz, ölmeyiz.
Nimete mazhar olanlarız, yoksulluğa düşmeyiz. Razı olanlarız; küslük nedir bilmeyiz. Kalıcılarız; göç etmeyiz.
Onlardan birinin göğsünde şu yazılıdır: “Sen benim sev gilimsin, ben de senin. Gözlerim senin gibisini asla görmedi.” (Beyhakî, el-Ba’sü ve’n-Nüşûr, 212^ İbn Mübarek… Yahya b. Ebi Kesir’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Siyah gözlü huriler, cennetin kapısı yanında kocalarını karşılayıp du­yulmamış güzellikteki bir sesle onlara şöyle derler: “Sizi uzun zamandan be­ri bekliyoruz. Biz razı olanlarız. Küskünlük nedir bilmeyiz. Kalıcılarız; göç etmeyiz. Ebedileriz, Ölmeyiz.” Bir huri de kocasına şöyle der– “Sen benim sevgilirnsin, ben de senin. Senden başka bir hedefim yoktur. Seni bırakıp ta başka yere sapmam.”
İbn Ebi’d-Dünyâ.,. Saîd b. Ebi Saîd’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “‘Cennette altun ve inciden saray ve kaleler vardır. İnci yüklüdürler. Cennetlikler bir ses duymak istediklerinde Cenab-i Allah o saray ve kalele­rin üstünden bir rüzgar estirir. Bu rüzgar onlara, arzuladıkları her sesi geti­rir.”
Hammad b. Seleme… Şehr b. Havşeb’den rivayet etti ki; Aziz ve Celil olan Allah, meleklerine şöyle buyurur:
“Doğrusu kullarım dünyadayken güzel sesi severlerdi. Ama benim için önu terkettiler. Şimdi kullanma güzel sesler dinletin.” Bunun üzerine melek­ler, asla misli duyulmamış güzel seslerle teşbih tekbir ve tehlil getirmeye başlarlar.
İbn Ebi’d-Dünyâ… Mâlik b. Enes’ten rivayet etti ki; Muhammed b. Münkedir şöyle demiştir:
“Kıyamet günü olduğunda bir ünleyici şöyle seslenir: ‘Kulaklarını ve nefislerini eğlence meclislerinde ve şeytan zurnalarından uzak tutanlar nere­de?! Onları misk bahçelerine yerleştirin.‘ Sonra Cenab-ı Allah meleklere: ‘Onlara tahmid ve temcidlerini dinletin.’ diye ferman buyurur.‘”
İbn Ebi’d-Dünyâ:.. Evzaî’nİn şöyle dediğini rivayet etmiştir:
“Duyduğuma göre Allah’ın yaratıkları arasında İsrafil’den daha güzel sesli biri yokmuş. Cenab-ı Allah ona emir verir. O da bir şeyer okumaya ve herkese dinletmeye başlar. Onun sesini duyup ta namazını bırakıp onu dinle­meyen bir tek melek kalmaz. Gökteki bütün melekler onu dinlerler. Cenab-ı Allah’ın dilediği müddetçe böyle kalınır. Sonra onur ve üstünlük sahibi Al­lah buyurur ki: “İzzetime yemin ederim ki; eğer kullar benim azametimin miktarını bilselerdi, benden başkasına tapmazlardı.“
“Doğrusu onun katîmizda yüksek bir makamı ve güzel bir istikbali var­dır.” (Sâd, 38/40)
Mâlik b. Dinar bu âyet-i kerime hakkında şöyle demiştir:
“Kıyâmel günü olduğunda yüksek bir minberin kurulması emredilir. Bu minber cennette kurulur. Sonra şöyle bir ses duyulur: “Ey Dâvûd! Dâr-ı dün­yâda beni temcid etmekte olduğun o sesinle beni temcid et (medhiyemi oku).” Dâvûd (a.s.), bütün cennetliklere duyuracak yüksek bir sesle medhi-yesini okur. Şu âyette anlatılmak istenen de budur: “Doğrusunu onun katı­mızda yüksek bir makamı ve güzel bir istikbal vardır.”
Yani konuşmasını dinlemek için cennetlikler yüce ve mukaddes Rabbin huzurunda toplandıklarında O, her birine ayrı ayrı hitab eder ve dünyada yap­tıklarını ona hatırlatır. Aynı şekilde onlara apaçık bir surette tecelli ettiğinde de onlara selâm verir. Nitekim bunu, şu âyet-i kerimeyi tefsir ederken de söy­lemiştik: “Merhametli olan Rab katından onlara selâm vardır.” (Yasin, 36/58)
Ebü’ş-Şeyh el-İsbahanî… Abdullah b. Büreyde’nin şöyle dediğini riva­yet etmiştir:
“Cennet ehli her gün zorlu gücün sahibi Allah’ın huzuruna varırlar. O, onlara Kur’ân okur. Herkes, kendisi için tahsis edilen inci, yakut, zeberced, altın ve Zümrüt minberlere oturur. Cenab-ı Allah’ın Kur’ân okumasından başka hiç bir şey onların gözlerini aydın kılmaz. O’nun Kur’ân okuyuşundan daha muazzam ve daha güzel bir şey duymuş değildirler. Sonra gözleri aydın olarak barınaklarına dönerler. Ertesi günün oturumuna kadar gözlerinin ay­dınlığı devam eder.”
Ebû Nuaym… Merfu olarak Ebû Berze el-Eslemî’den .şöyle bir rivayet­te bulunmuştur:
“Cennetlikler Öğleden önce başka, öğleden sonra başka bir elbiseyle -si­zin dünyâ hükümdarlarından birini1 ziyaret edişiniz gibi- Aziz ve Celil olan Rablerini öğleden önce ve öğleden sonra ziyarete giderler. Bunu da kendilerine verilen bir ölçü ve prensip çerçevesinde yaparlar. Aziz ve Celil olan Rablerini ziyaret edecekleri saati bilirler.”
İbn Ebi Züeyb… Enes b. Mâlik’ten rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cennet ehlinin zevceleri kocalarına hiç kimsenin duymadığı en güzel sesle şarkı okurlar. Şarkılarından biri şudur:
“Bizler ebedileriz, hiç ölmeyiz. Bizler güvendeyiz, hiç korkmayız.
Bizler kalıcıyız, hiç göç etmeyiz.“
Leys b. Sa’d… Velid b. Abde’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) Ceb­rail’e: “Beni ceylan gözlü hurilerin yanında durdur.” dedi. Cebrail onu götü­rüp orada durdurdu. O da onlara: “Siz kimlersiniz?” diye sordu. Onlar şu ce­vabı verdiler: “Bizler; yerleşen ve göçmeyen, gençleşen ve ihtiyarlamayan, takvalı olan ve günah işlemeyen bir kavmin cariyeleriyiz.”
Kurtubî, ceylan gözlü hurilerin şarkı okumalarıyla ilgili olarak yukarıda geçen hadisi naklettikten sonra der ki: Onlar bu şarkıyı okuduktan sonra dün­yalı mümine kadınlar da onlara şöyle karşılık verirler:
“Bizler namaz kılanlarız; siz kılmadınız. Bizler oruç tutanlarız; sit tut­madınız. Bizler abdest alanlarız; siz almadınız. Bizler sadaka verenleriz; siz vermediniz.”
Hz. Âişe dedi ki: “Böylece dünyalı kadınlar, hurileri mağiub ederler.”
Doğrusunu Allah bilir. Kurtubî, Tezkire adlı eserinde böyle demiştir. Bu dediklerini hiç bir kitaba dayandırmamıştır. Doğrusunu Allah bilir.
Kaynak – Ölüm ve Ötesi – İbni Kesir
..
Share this - Lütfen : Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder