MUKABELE SÜNNETTİR
Ramazan-ı şerif ayında Kur’ân-ı Kerîm’i mukâbele tarzında tilâvet etmek ve yapılan tilâveti takip etmek Hz. Resûlullah’ın (s.a.v.) ve Hz. Cebrâil’in (a.s) amelinden; Allah Resûlünün (s.a.v.) sünnetindendir.
Bilindiği gibi Hazret-i Cebrâil (as) her Ramazan-ı şerif ayında Resûl-i Ekrem Efendimiz’e (s.a.v.) gelir ve Kur’ân-ı Kerîm’in o âna kadar nâzil olan âyetlerini baştan sona, karşılıklı, mukabele tarzında okurlardı.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) vefât edeceği yılın Ramazan-ı şerif ayında Hazret-i Cebrâil (as) iki defa geldi ve Kur’ân-ı Kerîm’i baştan sona iki defa mukabele tarzında karşılıklı tilâvet buyurdular.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kur’ân-ı Kerim'i başkasından dinlemeyi de severdi. Başkasından dinlerken mübarek gözyaşlarını tutamazdı.
İbn-i Mes’ud (ra) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) bana hitaben:
“Bana Kur’ân-ı Kerim oku!” buyurdu.
Ben:
“Ya Resûlallah! Kur’ân-ı Kerim sana indirildiği halde, sana Kur’ân-ı Kerim'i ben mi okuyacağım?” dedim.
Allah Resûlü (s.a.v.):
“Ben Kur’ân-ı Kerim'i kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim” buyurdu. Bunun üzerine, Resûl-i Ekrem’e (s.a.v.) Nisâ Sûresinden okumaya başladım. Nihâyet; “Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?” âyetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.):
“Şimdilik yeter!” buyurdu. Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim,
Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (asm) iki gözünden yaşlar akıyordu.
Kur’ân-ı kerim'i dinlemek aynı zamanda Kur’ân-ı Kerimin de emridir.
Cenâb-ı Hak: “Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, merhamet olunasınız” buyurur. (ÂRAF-204)
Şu halde, okunan Kur’ân-ı Kerim'i dinlemek farzdır.
Hazret-i Cebrâil (as) ile Hazret-i Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Ramazan-ı şerif aylarında yaptıkları Kur’ân-ı kerim'i karşılıklı okuma ibâdetini model alan Müslümanlar, asırlardan beri güzel sesli hafızların refakatinde her Ramazan-ı şerif ayında bu geleneği sürdürmüşler; Kur’ân-ı Kerim'i mukabele tarzında tilâvet ederek hatimler indirmişlerdir. Yani tek amel içinde farzı da, sünneti de ihyâ etmişlerdir.
Mukabeleye baştan sona iştirak etmekte İnşaallah hatim sevabı vardır. Mukabeleyi takip ederken mümkünse okunan harfleri içimizden tekrar etmeli, yani biz de okumalıyız. Mümkünse okunan Kur’ân-ı kerim üzerinde tefekkür etmeli, anlamlarını bildiğimiz âyetlerin emirleri üzerinde düşünmeliyiz.
Ebû Ümâme (ra) der ki: Resûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: “Kur’ân-ı Kerim okuyunuz! Çünkü Kur’ân-ı Kerim, kıyâmet günü, kendi yârânına (kendisini okuyan ve amel edenlere) şefaatçi olarak gelecektir.”
(Buhari-İbn-i Mace)
Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir ki, Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
“Bir cemaat, Allah’ın (cc) evlerinden birinde toplanır; Allah’ın (cc) Kitâbını okurlar ve aralarında (birinin okuduğunu diğerleri—açık veya gizli—tekrarlamak sûretiyle) ders yaparlarsa, üzerlerine huzur iner, onları rahmet kaplar, çevrelerini melekler kuşatır. Allah(cc) o kimseleri, kendi katında bulunanların arasında anar.”Rabbim mukabelelerimizi kabul eylesin Amin inş-Allah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder