26 Ocak 2022 Çarşamba

Rasûlullah (s.a.v.): Kedi necis değildir, o sizi çokça dolaşan birisidir” demişti. Ben ayrıca Rasûlullah’ın (s.a.v.) kedinin artığıyla abdest aldığını gördüm.” [Ebu Davud, Sünen, Taharet 38] Hadîsin ve İslâm âlimlerinin açık delâletinden şu hükümler anlaşılıyor: 1- Kedi necis (pis) değildir. 2- Artığı da necis olmaz, o bakımdan arta kalan su ile abdest alınır.

 Rasûlullah (s.a.v.): Kedi necis değildir, o sizi çokça dolaşan birisidir” demişti. Ben ayrıca Rasûlullah’ın (s.a.v.) kedinin artığıyla abdest aldığını gördüm.” [Ebu Davud, Sünen, Taharet 38]

Hadîsin ve İslâm âlimlerinin açık delâletinden şu hükümler anlaşılıyor:
1- Kedi necis (pis) değildir.
2- Artığı da necis olmaz, o bakımdan arta kalan su ile abdest alınır.
3- Kedinin su ve gıda ihtiyacını karşılamak ve bu hususta kolaylık sağlamak sünnettir.
***
Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşeratından yemeye de salmamıştı.” [Buhari, Sahih, Bed’ü’l-Halk 17, Şirb 9, Enbiya 50; Müslim, Sahih, Birr 151]
Böylece bir kediye eziyet edip ölümüne sebep olmanın Allah’ın gadabını çektiğini hatırlatmışlardır.
Âlemlere rahmet Efendimiz (s.a.v.), kedisi Müezza'yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Efendimiz’in elbisesinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Fahr-i Kâinat (s.a.v.), Müezza'yı uyandırmaktansa elbisesinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken sahabe-i kiramdan bir zat, "Yâ Rasûlallah, o sudan kedi içti" deyince, Rasûlullah Efendimiz, "Onlar en temiz ağıza sahiptirler" buyurmuş ve abdest almıştır. [Benzer hadis yukarıda Hz. Aişe r.anhadan rivayet olundu]
Daha sonra da sahabeden Kebşe binti Kâ’b (r.anha) şöyle anlatıyor:
Ashab-ı kiramdan kayınpederim Ebu Katade'nin abdest alması için bir kaba su koymuştum. Kedi gelip bu kaptan su içiverince, Ebu Katâde biraz daha su içmesi için, kabı kedinin önüne uzattı. Benim kendisine hayretle baktığımı görünce, "Niye hayret ettin ey kardeşimin kızı, Rasûlullah (s.a.v.), ‘Kedi pis değildir, etrafınızda (evinizde) serbest dolaşsın’, buyurdu. Kendisi de abdest almıştı, ben de sünnete uymaktayım" dedi. [İmam Malik, Muvatta, Taharet, 2, 13; Ebu Davud, Sünen, Taharet, 1, 38; Tirmizî, Sünen, Taharet, 1, 69; Nesaî, Sünen, Taharet, 1, 54; İbn Mâce, Sünen,Taharet, 1,32]
Bir gün Ahmed Rifâi (k.s.) hazretlerinin paltosunun eteğinde, kedisi gelip uyudu. Namaz vakti geldi, kediyi uyandırmaya kıyamadı. Bir süre onu şefkatle seyretti. Uyanmayacağını anlayınca İki Cihan Serveri Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) yaptığı gibi kedinin yattığı yeri kesip namaza gitti. Geldiğinde kedi uyanıp oradan gitmişti. Kesik parçayı paltosuna dikti.
***
Ebu Bekir Şiblî kuddise sırrahu hazretlerini (247/861 v. 334/946) vefatından sonra rüyada gördüler.
“- Rabbin sana ne muamele etti” dediler. O da şöyle cevap verdi:
“- Allah Teâla bana sordu: ‘Ey Ebâ Bekir, seni niçin bağışladığımı biliyor musun?” Ben de:“- Sâlih amelimden dolayı” dedim. Allah (c.c):“- Hayır” dedi.“- İbadetimdeki ihlâstan” dedim.“- Hayır” dedi.
“Haccım, orucum, namazımdan dolayı” dedim.“- Hayır” dedi. Bunun üzerine ben:“- Öyle ise nedir yâ Rabbi?”dedim. Allah (c.c.) buyurdu ki:“- Hatırla, bir gün Bağdat ın caddelerinde yürürken şiddetli soğuktan büzülmüş, bir kenara çekilmiş ve soğuğun dehşetinden zayıf düşen küçük bir kedi buldun. Ona acıdığın için alıp üzerindeki abanın altına soktun.” Ben de;
“- Evet ya Rabbî, öyle yaptım” dedim. Allah (c.c.) buyurdu ki:
“- İşte sen o kediye merhamet ettiğin için ben de sana rahmetimle muamele ettim.”
***
Ebu Bekir Vâsıtî (rh.) hazretleri anlatıyor:
Bir gün giderken başımın üzerinde bir kuş uçmaya başladı. Dalgınlıkla kuşu yakaladım. O elimde iken, başka bir kuş daha uçuyordu. Elimdeki kuşun annesi sanarak kuşu elimden bıraktığım anda, kuş öldü. Buna çok üzüldüm. O günden sonra bende bir sıkıntı başladı ve bir sene geçmedi. Bir gece Peygamber Efendimizi rüyamda gördüm. Bir senedir, o kadar çok sıkıntının tesirinde kaldığımı, çok zayıflayıp ayakta namaz kılamaz hâle geldiğimi arz ettim. O zaman;
- "Bunun sebebi, o kuşun, senden şikâyetçi olmasıdır" buyurdu.
O esnada evimizdeki kedi yavrulamıştı. Ben bu sıkıntı içinde düşünürken, bir köpeğin kedi yavrularından birisini yakalamaya çalıştığını gördüm. Bastonumu yere vurunca, kaçtı. Kedinin annesi gelip yavrusunu alıp gitti. Ondan sonra iyileştim. Namazlarımı ayakta kılmaya başladım. O gece rüyamda yine Rasûlullah Efendimizi gördüm:
- "İyi olmanın sebebi, bir kedinin senin için teşekkür etmesidir" buyurdu.
Amelde Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mezheplerinin dördüne göre de, kedi alım-satımı da caizdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder