BORCUN BAŞI KEDER, SONU PERİŞANLIKTIR
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular:
“Borç, din için (beyaz elbisedeki) bir leke (gibi)dir.” Çünkü sahibini, alacaklıya karşı zelîl ettiği gibi, kalbinin safâsını da lekeler.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Allâh’ım, ben günahtan ve borçtan sana sığınırım.” diye dua ederlerdi.
Birisi kendisine: “Yâ Resûlallâh! Borçtan ne kadar da çok Allâh’a sığınıyorsunuz?” deyince:
“Çünkü insan, borçlandığı zaman konuşunca yalan söyler; vaad eder, sözünde durmaz.” buyurdular.
Bu, şu manâya gelir: Bir adam borçlandığı zaman borcunu ödemek için bir vakit verir. Vakti gelince vaad ettiği zamanda borcunu ödeyemezse; bu sûretle yalancı olmuş olur. Vaadinden dönmesi de bu manayadır. Yani borcumu sana şu tarihte ödeyeceğim diye söz verir. O tarih gelince ödeyemez, bu sûretle de vaadinden dönmüş olur.
Fahr-i Kâinât Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)’in, ümmetinin borca düşmemesi için bu kadar şiddetle sakındırması, ümmetine karşı onların analarından ve babalarından daha merhametli ve daha şefkatli olmasını isbâta kâfîdir. Zîrâ o, ümmetinin zelil ve hor olmasını istemezdi. Hür, âlicenâb ve kerîm olmalarını temennî ederlerdi.
Aklı sürekli borcu ile meşgul olan ve bu sebeble de kendisi mahzûn olan insana ne yazıktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Borçtan uzak durun! Şüphesiz ki, borcun başı keder, sonu ise perişanlıktır.”
“Borçtan sakınınız. Çünkü o, gece keder ve sıkıntı, gündüz ise zillettir.”
ATALAR SÖZÜ:
• Borçlu ölmez, benzi sararır.
• Borçsuz çoban, yoksul beyden yeğdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder