27 Kasım 2021 Cumartesi

Evlenmekten kaçınmak câiz midir? (doğru mudur?) Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Hicretin ikiyüz senesinden sonra insanların en hayırlısı, yükü az olan kimsedir. O kimse ki, ne karısı ve ne de çocuğu vardır."


"İnsanlar üzerine bir zaman gelecektir ki, o zamanda kişinin helâk olması hanımının, ana babasının ve çocuklarının eliyle olacaktır. Onlar, onu fakirlikten ötürü ayıplayacaklar ve ona gücünün yetmediği şeyleri yükleyecekler. İşte bütün bunlardan dolayı o kişi, dininin elden gitmesine sebep olacak yerlere girecektir ve böylece helâk olacaktır."
"Âile fertlerinin azlığı, iki zenginlikten biridir. Çokluğu da iki fakirlikten biridir."
Ebû Süleyman Dârânî (rah. a.)`den nikâh hakkında suâl sorulduğu zaman şöyle cevap verdi: "Onlarsız (evlenmeksizin) sabretmek, onlarla evlenip sabretmekten daha hayırlıdır. Onlarla evlenip sabretmek ise, ateşe sabretmekten daha hayırlıdır."
Yine Ebû Süleyman Dârânî (rah.a.) şöyle demiştir: "Bekâr bulunan bir kimsenin amelden aldığı tat ve elde ettiği huzur, hiçbir zaman evli bir kimseye nasip olmaz."
Bir keresinde de şöyle demiştir: "Arkadaşlarımızdan hiç birini görmedim ki, evlendikten sonra eski mertebesinde kalsın."
Yine şöyle demiştir: : "Üç şey vardır ki, onları isteyen kimse dünyaya dalmış ve meyletmiş sayılır:
1. Maîşet (geçinebilmek için sebepler arayan)
2. Kadınla evlenen,
3.Hadîs-i şerif' i yazan Hasan Basrî (rah. a.) şöyle demiştir: "Allah'ü Teâlâ bir kuluna hayrı murâd ettiğinde, onu ne çoluk çocuk ile ne de mal ve servet ile meşgul eder."
İbn-i Ebî Havâri (rah. a.) şöyle demiştir: "Bir cemâat, Hasan Basrî`nin naklettiği bu hadîs-i şerif hakkında münâkaşa ettiler. Sonra şöyle ittifak ettiler (fikir birliği buldular): "Bu hadis-i şerifte kast olunan mânâ, çocuk ve servetin olmaması değil, bunların oldukları hâlde de onun kalbini meşgul etmemeleridir."
Aynı zamanda Hasan Basrî (rah. a.)' nin naklettiği bu hadîs, Ebû Süleyman Dârânî (rah. a.)`nin şu sözüne de işâret eder: "Seni Allah`tan meşgul eden mal ve evlat senin için belâdır."
Hiç kimse mutlak mânâda evlenmekten men edilmiş değildir. Evlenmekten sakındıran bir hüküm nakledildiği zaman, mutlaka onunla birlikte bir şart zikredilir. Nikâhı teşvik eden hükümlere gelince, onlar bazen şartsız ve mutlak olarak gelmiştir. Bazen de şartlı olarak gelmiştir. Bu bakımdan, biz nikâhın âfetlerini ve faydalarını sayıp dökmek suretiyle bu konunun üzerinden perdeyi kaldırmaya çalışacağız! (İhyâ-u Ulûmiddîn)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder