İmâm-ı Rabbânî kuddise sirruh Hazretleri bir mektuplarında, şöyle buyurmuşlardır:
“…Din büyükleri (olan Ashâb-ı Kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn) hakkında ileri geri konuşmak, dinden diyânetten uzaktır…”
“…Din büyüklerine dil uzatmaktan, İslâm dinini yüceltmek için bütün gayretlerini sarf eden İslâm büyüklerini ve Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in yardımcıları olan Sahâbe-i Kirâm’ı kötülemekten, şiddetle sakınmak lazımdır. Onlar, dini kuvvetlendirmek için gece gündüz, gerek gizli gerek âşikâr olarak mallarını infak ettiler. Peygamber (s.a.v.) Efendimize muhabbetlerinden dolayı, kavim ve kabilelerini, evlatlarını, hanımlarını, vatanlarını, evlerini, mallarını, ekinlerini, ağaçlarını terk ettiler. Peygamberimizi, kendi canlarından üstün tuttular. Ona muhabbeti, kendilerine, mallarına ve evlatlarına olan muhabbete tercih ettiler.
Sohbet şerefine nâil olan bu zâtlar, peygamberliğin bereketi ile Efendimizin sohbetinde kurtuluşa erdiler, vahyin indirilmesine şahitlik ettiler, Cebrâil aleyhisselâm’ın gelmesi ile müşerref oldular. Birçok mucizeler gördüler. Böylece gaybî olan hususları onlar bizzât müşâhede ederek bu hakikatleri aynelyakîn bilmiş oldular. Onlara kendilerinden sonra hiçbir kimseye verilmeyen yakîn (kesin iman) verilmiştir. Hattâ, başkalarının Uhud Dağı kadar altın infâk etmeleri, onların bir avuç veya yarısı kadar buğday infâk etmesine ulaşamaz…” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 2, m. 36)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder