31 Ekim 2021 Pazar

Yezid'e lâneti caiz görmeyen âlimler, H.Ş : “Ümmetimden ’İstanbulu fethetmek maksadıyla giden ilk askerler affedilmişlerdir."

 Ehl-i Sünnet Hanefi

............................... Yezid'e lâneti caiz görmeyen âlimler, Peygamber Efendimizin: “Ümmetimden Kayser’in şehrini (İstanbul) fethetmek maksadıyla giden ilk askerler mağfurdur (affedilmişlerdir)." hadisini delil olarak getirmişlerdir. Bu sefer, hicri elli iki yılında rivayete göre Yezid b. Muâviye’nin kumandasında meydana gelmiştir. Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Zübeyr ve yaşı çok ilerleyen Halid b. Zeyd Ebu Eyyûb el -Ensarî (r.a.) gibi meşhur sahabiler, Yezid komutasında bu sefere katılmışlardır. Alimler, bu büyük sahâbîlerin Yezide itaat etmesini örnek göstererek, Yezid hakkında lânet gibi aşırılık ifade eden sözlerden kaçınılması gerektiğini söylemişlerdir. Ayrıca daha önce belirttiğimiz gibi Yezid’i halifeliğe sahabeden bazısı teklif etmiş ve daha sonra ona biat edenler arasında yüzlerce sahabe de yer almıştı. ( Buhari, “Cihad”, 93)

Hazreti Muaviye ra'ın Annesinin Namusluluğu........Hazreti Muaviye ra.'ın annesi Hazreti Hind ra. müslüman olmadan önce Fakihe isminde biriyle evliydi. Fakihe bir sebeple

 

............. Hazreti Muaviye ra'ın Annesinin Namusluluğu........Hazreti Muaviye ra.'ın annesi Hazreti Hind ra. müslüman olmadan önce Fakihe isminde biriyle evliydi. Fakihe bir sebeple Hind’in başka birisiyle zina ettiği şüphesine kapılır. Bu söz insanlar arasında yayılır. Hind'in babası da başkaları da bunun doğru olup olmadığı hakkında tereddüde düşerler. O zamanda, bunun gibi gizli şeylerin gerçek yüzünü haber veren kimseler varmış. Bunlardan birisi de Yemen'de bulunuyormuş. Babası Hind'i de alarak, Yemen'e o adama giderler. Gidenler sadece ikisi değildir. Yanlarında başka kadınlar da vardır. Yemen'e varırlar. Adam, kadınlara teker teker bakar ve sıra Hind'e gelince: - Hakkında konuşulan kadın sensin, der. Ve şunları söyler - Sen zina yapmadın. Sana isnat ettikleri suçtan sen uzaksın. Sen ilerde Muaviye isminde bir çocuk dünyaya getireceksin ve o çocuk hükümdar olacaktır. Bu sözleri duyan kocası Fakihe, hemen kalkar Hind'in alnından öper. Hind ise kendisine izafe edilen zina suçlamasından son derece üzülmüş olduğu için: - Benden uzak dur. Benden dünyaya gelecek olan hükümdarın babasının sen olmasını istemiyorum, dedi ve uğraşarak Fakihe'den boşandı. Bu arada, Hind'in dünyaya getireceği bir çocuğun hükümdar olacağı haberi etrafa yayılmış bulunuyordu. Bunu duyan herkes onunla evlenmeye heveslendi. Hazreti Muaviye'nin babası Ebu Süfyan Hazretleri, birçok mal ve servet vererek onu kendisi işe evlenmeye razı etti. Zaten Hind de kendisi oldukça güzel ve zengin bir kadındı. İşte bu evlilikten Hazreti Muaviye dünyaya geldi. Bilindiği gibi, Hazreti Ali'nin halifeliğinden sonra Şam'ı kendisine merkez yaparak hükümdar olmuş ve bütün İslam memleketini idare etmiştir............Ali Eren - Dini Hikayeler..


30 Ekim 2021 Cumartesi

NAMAZLARDAN SONRAKİ TESBİHAT Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) muhâcirlerin fakirleri: (Yâ Resûlallâh!) mal ve mülk sahipleri en yüksek dereceleri ve dâimî nimet(lere ermek fazilet ve saadetin)i alıp gittiler. Hem bizim kıldığımız gibi onlar da namaz kılıyorlar, bizim tuttuğumuz gibi onlar da oruç tutuyorlar. Hem de onların fazla malları var, onunla haccediyorlar, umre yapıyorlar, cihâd ediyorlar, sadaka veriyorlar.” dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Size bir şey bildireyim ki siz onu yaptığınız takdirde hem (bu hususta) sizi geçmiş olanlara yetişebilesiniz, hem de sizden sonraya kalanlardan hiçbir kimse size yetişemesin ve bulunduğunuz cemâat (topluluk) içinde en hayırlı siz olasınız. Ancak (onlardan size tavsiye ettiğim amelin) aynısını yapan hâriç: Her farz namazdan sonra otuz üçer kere tesbîh (Sübhânallah), tahmîd (Elhamdülillâh) ve tekbîr (Allâhü Ekber) okursunuz.” buyurmuşlardır. Fakirler, Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) kendilerine öğrettiğini yaptılar. Derken zenginlere de yaptıklarını haber verdiler. Zenginler de aynısını yaptılar. Ashâbın fakirleri, Resûlullâh’a (s.a.v.) gelip bunu haber verdiler ve: ‘Bizim bu kardeşlerimiz, bizim yaptığımızı da yapıp söylüyorlar’ dediler. Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.): “Bu dediğiniz Allâhü Teâlâ’nın bir fazlı ve ihsanıdır ki dilediğine verir. Ey fakirler cemâati! Müslümanların fakirlerinin zenginlerinden âhiret günü ile yarım gün, yani beş yüz yıl evvel cennete girmeleri sizi sevindirmez mi?” buyurdular.

























 

HAZRET-İ HASAN ve HAZRET-İ HÜSEYİN CENNETTEDİR Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem Hazretleri, torunları Hasan ve Hüseyin radıyallâhü anhümâ omuzlarında olduğu hâlde mescide geldi, ayakta iken Sahâbe-i Güzîn Hazretlerine: “Ey Müslümanlar topluluğu! Dede ve nine cihetinden, insanların en şereflilerinin kimler olduğunu size haber vereyim mi?” buyurdular. Ashâb-ı Kirâm: “Buyurun yâ Resûlallah!” dediler. “Hasan ve Hüseyin’dir ki dedeleri, peygamberlerin sonuncusu olan Resûlullah, nineleri ise cennet hanımlarının efendisi olan Hatîce binti Huveylid’dir.” buyurdular. Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem sonra, “Dayı ve teyze cihetinden en faziletli olanların, kimler olduğunu size haber vereyim mi?” buyurdular. Ashâb-ı Kirâm “Kimdir yâ Resûlallah?” dediler. Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem “Hasan ve Hüseyin’dir ki dayıları Kâsım bin Resûlullah’tır ve teyzeleri Zeyneb binti Resûlullah’tır.” buyurdular. Resûlullah (s.a.v.): “Amca ve hala cihetinden en şerefli kimlerdir, size haber vereyim mi?” buyurdular. Ashâb-ı Kirâm “Kimdir yâ Resûlallah?” dediler. Buyurdular ki: “Hasan ve Hüseyin’dir ki amcaları Câfer-i Tayyâr ve halaları Ümmühanî binti Ebû Tâlib’dir.” buyurdular. Sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: Allâhım! Muhakkak sen biliyorsun ki; Hasan ve Hüseyin cennettedir. Amcaları cennettedir. Teyzeleri cennettedir. Onları sevenler cennettedir. Onlara buğzedenler ise cehennemdedir. (Rıdvânullâhi Teâlâ Aleyhim Ecmain.)