Elif GülFAZİLET TAKVİMİ'yi Beğenen Arkadaşlar
GECE NAMAZ-ININ FAZÎLET-İ
Gece namazı, günâhlara keffârettir ve sâlihlerin âdetidir. Dilden ve diğer bütün bedenden fenâlığı çıkarır.
Gece namazının en fazîletlisi, uyuduktan sonra kalkıp gecenin son
üçte birinde kılınandır.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• "Farz namazlardan sonra en fazîletli namaz, gece namazıdır."
• "Kişi gece uyanıp hanımını da uyandırsa ve iki rek'at namaz kılsalar; Allâh'ı çok zikreden erkeklerden ve çok zikreden hanımlardan yazılırlar."
• "Kim gece namazını kılar ve namazında ihlâslı olursa Allâhü Teâlâ ona dokuz şey ikrâm eder ki beşi dünyâda, dördü âhirettedir:
Dünyâ âfetlerinden muhâfaza eder ve "... Onların yüzlerindeki sima secdelerinin eseridir..." meâlindeki (Fetih Sûresi, âyet 29) âyet-i celîlesinin sırrını o kimsede zuhûr ettirir, onu sâlih kullarının kalblerine sevdirir, onu bütün insanlara sevdirir, lisânını hikmetle konuşturur, kıyâmet günü kabrinden yüzü ak ve nûrlu çıkarır, ona hesâbı kolaylaştırır, sırât üzerinden şimşek gibi geçirir, kitâbını sağından verir."
• "Sizden biriniz (gece) uyuyunca şeytan onun boynuna üç düğüm düğümler. Her düğüm (yerine) "Senin için uzun bir gece vardır, rahat uyu" diye(rek eliyle) vurur.
O kimse uyanıp Allâh'ı zikrederse, bir düğüm çözülür. Abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Namaz da kılarsa, şeytanın düğümlerinin hepsi çözülür. Artık o teheccüd sahibi düğümü çözülmüş, gönlü hoş ve neşeli bir halde sabaha girer. Fakat zikretmez ve abdest alıp namaz kılmazsa gönlü kirli ve uyuşuk bir halde sabaha girer."
• "Gece ibâdetine devâm ediniz. Zira o sizden önceki sâlihlerin âdetidir ve Rabb'inize yaklaşmaya, günahların silinmesine, günah işlemekten uzak kalmaya sebeptir."
Gece namazının övülüp teşvîk olunması Cenâb-ı Hakk'a münâcât olunduğundan ötürüdür. Çünkü münâcât, feyiz ve nûr-i ilâhîyi celbeder. Hakîkat ehli âlimleri gecenin evvelinde feyz-i ilâhînin zayıf olduğunda ittifâk etmişlerdir. Gece ortasından sonraki münâcâtlarda feyz-i ilâhî kuvvetli gelir. Onun için Allâhü Teâlâ'nın dünya semâsına rahmetiyle tecellisi seher vaktine mahsûstur. Seher vaktinden kuşluk vaktine kadar feyiz ve ilâhî tecelliyât boldur.
Teheccüd namazının fazîletli olanı, gece yarısına kadar uyuyup gecenin son üçte birinde kalkmak ve son altıda birinde uyumaktır. Zira Dâvud Aleyhisselâm ve Peygamber Efendimiz Hazretleri böyle yaparlardı. Teheccüdün uykudan sonra daha fazîletli olması güçlüğünden dolayıdır. Hadîs-i Şerîflerde buyurulmuştur ki:
“Gece namazı günahları söndürür.”
“Gece namazına devam ediniz. Zîrâ o sâlihlerin şiârı, âdetidir.”
“Allâhü Teâlâ'ya kulun en yakın olduğu vakit gecenin nihâyetindedir. Eğer o saatte Allâhü Teâlâ'yı zikredenlerden olmaya gücün yeterse sen de o vakit zikir ve ibâdet eyle.” (Tirmizî) Bir kimse hiç değilse koyun sağacak kadar yani iki rekât da olsa teheccüd namazı kılmaya devam ederse “kavvâmîn”den yani gece namaz kılanlardan yazılır.
Bir kimse gece teheccüde kalkmaya niyet ederek yatar lâkin vaktinde uyanamazsa geceyi ihyâ etmiş sevâbı yazılır.
Secde sûresinin 17. âyet-i celîlesinde teheccüd namazı kılanlar için gizlenmiş olan mükâfâtı melek, beşer ve cinlerin idrâkten âciz oldukları bildirilmiştir.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Benim şu mescidimde kılınan namaz, onbin namaz(ın sevabına) mukâbil olur. Mescid-i Harâm'da kılınan namaz, yüzbin namaz(ın sevabına) mukâbil olur. Ribât (nöbet) mahallinde kılınan namaz, iki milyon namaz(ın sevabına) mukâbil olur. Bunların tamamından daha fazîletli olan ise kulun gece yarısında sırf Allâhü Teâlâ'nın rızâsı için kıldığı namazdır." (Burhânü'i-Müttakîn, Şerhu Hadîs-i Erbaîn)
Resûlullâh efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Sizden biriniz (gece) uyuyunca, şeytan onun boynuna üç düğüm düğümler. Her düğüm (yerine); “Senin için uzun bir gece vardır, rahat uyu.” diye(rek eliyle) vurur.
O kimse uyanıp Allâh’ı zikrederse, bir düğüm çözülür. Abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Namaz da kılarsa, düğümlerin hepsi çözülür. Artık o teheccüd kılan, düğümü çözülmüş, gönlü hoş ve neşeli bir hâlde sabaha girer. Fakat zikretmez ve abdest alıp namaz kılmazsa, gönlü kirli ve uyuşuk bir halde sabaha girer.”
Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullâh (r. a.) buyurdu:
Resûlullâh efendimiz (s.a.v.) zamanında bir rüya gören, onu resûlullâh efendimize (s.a.v.) anlatırdı. Ben de resûlullâh efendimize (s.a.v.) anlatacağım, bir rüya görmeyi istiyordum. O vakit genç idim. Mescidde uyurken rüya gördüm:
"İki melek beni alıp cehenneme götürdüler. Cehennemi, taşla örülmüş kuyu duvarı gibi gördüm. Orada, tanıdığım bazı insanları da gördüm. Ben devamlı "Eûzü billâhi minennâr: Cehennemden Allâh'a sığınırım." diyordum.
Bir melekle karşılaştık. Bana “korkma” dedi."
Bu rüyamı (kız kardeşim ve mü’minlerin annesi) Hz. Hafsâ’ya anlattım. O da resûlullâh efendimize arz etti. Peygamber efendimiz (s.a.v.):
“Abdullah ne güzel adamdır, geceleri (kalkıp da) namaz kılmayı âdet edinseydi.” buyurmuşlar. Bundan sonra -gecenin az bir kısmı hâriç- geceleri uyumadım.
Hadîs-i şerîfte: “Gece ibâdetine devâm ediniz. Zîrâ o sizden önceki sâlih kişilerin âdetidir ve rabbinize yaklaşmaya, günahların silinmesine, günah işlemekten uzak kalmaya sebeptir.” buyuruldu.
Gece namazı, günâhlara keffârettir ve sâlihlerin âdetidir. Dilden ve bütün bedenden fenâlığı çıkarır. Gece namazının en fazîletli vakti, gecenin son üçte biridir." Rabbim yokmu bana
İstiğfar eden günahlarını affeyleyim
Duâ,sını kabul edeyim bu gece niyet
Edelim Teheccüd,e bu gece,de 14 secde
ayetlerinide okub secde namazı kılalım
Bol duâ, edelim inş-allah
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder