Ey îmân edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezâsı, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. Bu söylenenler, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azâb vardır.
Âyette hitab, mü’minlerin devlet başkanlarınadır. Allah Teâlâ devlet başkanına ve onun makamına kâim olan kimselere, kısas hükmünü yerine getirmelerini vâcib kılmıştır. Binâenaleyh âyetin mânâsı: “Ey devlet başkanları, kan sâhibi ve vârisler istediği takdirde kısas icrâ etmeniz size farz kılınmıştır.” şeklinde takdîr edilebilir.
Hitabın katillere olması da muhtemeldir. O takdirde mânâ: Ey kasden cana kıyan katiller, ölenin velîsi istediği takdirde nefislerinizi teslim etmeniz size farz kılındı, olur.
Katillerin istenildiği takdirde teslim-i nefs etmeleri gerekir. Çünkü, kul hakkı oluşu sebebiyle bunların kısastan kaçmaları mümkün değildir. Zinâ eden ve içki içen böyle değildir. İçki içmek ve zinâ etmenin Allah’ın hukûkuna taalluk etmesi bakımından bu iki fiili işleyenlerin hadlerinin uygulanmasından kaçmaları mümkündür.
Kısas, bir insanın başka birine yaptığının aynının, kendisine yapılmasıdır. Kısas can, organ ve yaralarda misilleme ve eşitliktir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder