2 Şubat 2022 Çarşamba

Efendimiz (s.a.v) ‘Tebük’ dönüşünde müezzini Bilal’i cemaati sabah namazına uyandırmak için bırakmış, ama Bilal uyuyakaldığı için sabah namazına kalkamamışlardı, O uyandığında Hz. Bilal’e: “Bilal, sen bizi kaldırasın diye bırakmıştık, neden uyandırmadın” diye soruyordu. Hz. Bilal ise mahcubiyetle “Gözlerime hâkim olamadım, uyuyakalmışım” cevabını vermişti.


-Bunun üzerine Peygamberimiz abdest aldı, namaz kıldı, sonra insanlara yönelerek şöyle konuştu (sözlerinin her biri tek başına birer ahlak abidesi olacak nitelikteydi):
--“Sözlerin en doğrusu Allah’ın kitabıdır. En sağlam kulp, takvadır. En hayırlı yol, Muhammed’in (a.s.) yoludur. En hayırlı nesil, İbrahim neslidir. Sözlerin en şereflisi, Allah’ı anmaktır. Ölümlerin en şereflisi, şehid olarak ölmektir. En çirkin körlük, doğruluktan sonra sapmaktır. İlimlerin en hayırlısı, faydalı olanıdır. En kötü körlük, kalp körlüğüdür. Veren el, alan elden üstündür. Az olup yeten, çok olup azdırandan daha hayırlıdır. En kötü mazeret, ölüm anında ileri sürülen mazeretlerdir. En kötü pişmanlık, kıyamet günü duyulacak pişmanlıktır. İnsanlardan bazısı var ki, namaza geç geliyor. Kimisi de var ki, namazı gafletle kılıyor. En büyük hata, yalan söyleyen dilin hatasıdır. En büyük zenginlik, gönül zenginliğidir. En hayırlı azık, takvadır. Hikmetin başı Allah korkusudur. Mutlu insan başkasından ibret alandır. İşler sonucuna göre değerlendirilir. Her gelecek -uzak görünse de- yakındır. Müslüman’a küfretmek fasıklıktır. Mü’minle savaşmak küfürdür. Müslüman’ın malının haram oluşu, kanının haram olması gibidir. İffetli davrananı Allah iffetli kılar. Kim kinini bastırırsa, Allah onu sevindirir. Allah’ım! Bana ve iman edenlerime mağfiret et. Siz ve kendim için mağfiret dilerim.”
(Darimi, rekaik, 2/299; Tirmizi, hd. 2635)
(Hutebu ve mevaizu’r-Resul, 290-291

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder