27 Eylül 2021 Pazartesi

Bir Kimse Âlimler ile Oturup, Onların Bildiği Bir Şeye Muhalefet Etse, Allahû Teâlâ O Kimsenin Kalbinden Îmân Nûrunu Alır.

 Bir Kimse Âlimler ile Oturup, Onların Bildiği Bir Şeye Muhalefet Etse, Allahû Teâlâ O Kimsenin Kalbinden Îmân Nûrunu Alır.

Allahû Teâlâ Rızâsını Taâtte, Gazâbını Mâsiyette (O’na İsyân Etmede) Saklamıştır.
Allahû Teâlâ’dan Râzı Olmak Demek, O’ndan Gelen Bütün Belâ ve Elemlerden Zevk Almaktır.
Allahû Teâlâ, Söz ve Amel Kuvvetini Verdikten Sonra, Senden Konuşma Kuvvetini Alsa, Ameli Bıraksa Hiç Üzülme! Çünkü Bu Senin İçin Bir Nimettir. Zirâ Konuşmada Âfet ve Ziyân Çok Olur. Maksat, Allahû Teâlâ’nın İstediği İş ve İbâdetleri Yapmaktır. Eğer Ameli Alıp Sende Konuşmayı Bıraksa, Bağırarak Ağla ki, Senin İçin Büyük Bir Musibettir. Eğer İkisini Birden Alırsa, Senin İçin Dert, Kötülük ve Büyük Bir Yaradır.
Amelde İhlâs, İki Cihânda Allahû Teâlâ’dan Karşılık Beklememektir.
Sabır, Şikâyeti Terk Etmek ve Belâlalara Zevk Alarak Rızâ Göstermektir.
Muhabbet, Bütün Hâllerde Allahû Teâlâ’ya Uymaktır.
Fütüvvet, Din Kardeşlerinden Gördüğün Eziyetlere Sabretmen ve Onları Affetmendir.
İhlâs, Ameline Bakmamak, Yani Hiçbir Zaman Amelini Beğenmemektir.
Sırrını Muhafaza Etmek, Kalbini Kötülüklerden Korumak ve Farzları Edâ Etmek, Allah’a Yakın Olanların Vâsıflarındandır.
Üns, Allahû Teâlâ’dan Başka Her Şeyden Uzaklaşıp, Allahû Teâlâ ile Olmaktır.
Zühd, Dünyâyı Küçük Görüp, Onun Sevgisini Kalpten Silmektir.
[Rüveym bin Ahmed (Radiyallâhû Anh)]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder