BİŞRİ HAFİ (ks) Mev’iza kitaplarında meşhurdur: Bişr-i Hafî Hz. bidâyet hâlinde, meyhane müdâvimlerindendi. Bir gün sarhoş halde sallanıp giderken yolda, Bismillâhirrahmânirrahîm yazılı bir kâğıt gördü. onu yerden kaldırıp yüzüne, gözüne sürdü, temizledi ve büyük bir tâzimle onu yuttu. Meyhane köşesinde uykuya vardı. Cenâb-ı Hak onun bu muâmelesini hoş görüp makbul kıldı. Tâbiî’nden evliyâ-i ârifînden Hasan-ı Basrî Hz.’ne ilham olundu: “Filan meyhanede bizim Bişr nâmında bir dostumuz var. selâmımızı ona eriştir.”
Hasan-ı Basrî uyandı, meyhane kapısına vardı. “Burada Bişr isminde bir kimse var, benden selâm edin, kapıya gelsin. Ona müjde var, tebşir edeyim” dedi. Harâbâtî gelip “Ey Bişr! Hasan Basrî kapıda, seni istiyor. Ona büyük bir müjdem var, gelsin söyleyeyim diyor” dedi. Bişr bu sözden şaşkın ve hayran,”Hasan Basrî’nin benimle ne münâsebeti var ki, meyhane kapısına gelsin de beni istesin?” diyerek kapıya geldi. Hasan Basrî Hz. ona hürmetkâr bir tavırla: “Yâ Bişr! Sana müjdeler olsun. Allahü Azîmüşşân sana selâm etti. Bişr kulumun zulmet ve dalâletini nûr-i hidâyete tebdil ve hak yola vasıl eyledim...” buyurdu.
Bişr, bu sözleri işitince kalbinde değişen hallerle coştu, feryâd ü figan ile “İlâhî, bu âsi ve mücrim kulun ne sebeple saâdet ve lütf-i ilâhîne müstahak oldu?” dedi.
Hâtıftan bir sedâ işitti:
–Sen bizim ismimize ta’zim ettin ve onu tatyip ettin. Biz de seni yüceler katına yükselttik!..”
bir sarhoş, Allah ismine hürmet etmekle bu mertebe izzet ve kerâmete nâil olursa, bir mümin onu kalbine, ruhuna yerleştirir ve hayatı boyunca onunla ünsiyet ederse, hangi mertebelere erişmez!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder