"EZANLA DALGA GEÇEN ÇOCUĞA RESULULLAH (SAV) 'IN PEDOGOJİK YAKLAŞIMI..!."
> Bir gün ezân okunurken, bir grup çocuk okunan ezânı hafife alıyor ve müezzinle dalga geçiyordu. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- çocukların bu hâlini gördü. Çocukları yanına çağırdı. Okunan ezânla kimin dalga geçtiğini sordu. Çocuklar içlerinden birini gösterdi. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- o çocuğa döndü ve çocuğun sesinin ne kadar da güzel olduğunu söyledi ve ardından çocuğa ezân okumasını buyurdu.
Çocuk, ezân okumasını bilmiyordu. Mahcup oldu. Utandı. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- çocuğa tebessüm etti ve önce kendisi ezân okudu ve sonra çocuğa dönerek: “Hadi, tekrar et!” buyurdu.
Çocuk duyduğu kadarı ile ezânı okudu. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- çocuğa bir kese para verdi. Kendisinin cezâlandırılacağını bekleyen çocuk, böylesi bir mükâfatla karşılaşmanın şokunu üzerinden atmadan, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- mübârek elini çocuğun alnına koydu ve saçlarını okşadı. Sonra elini çocuğun göğsüne getirdi ve ona: “–Allah seni mübârek kılsın, Allah sana bereket yağdırsın.” diyerek duâ etti. Çocuk, o âna kadar ürküp korktuğu Kâinât’ın Sultan’ı -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e karşı sevgi duymaya başladı.
Biraz önce çirkin bir davranışla Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzuruna gelen bu çocuk, saf yüreği ile Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e: “–Beni Mekke’ye müezzin olarak tâyin eder misiniz?” diye sordu. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- tebessüm ederek, çocuğun bu isteğini de geri çevirmedi ve o sıra Mekke valisi olan Attab b. Esid'e gitmesini ve kendisinin Mescid-i Haram'daki yeni görevini ona bildirmesini söyler
[Kütüb-i Sitte, c. 16, s. 597; Bab: ‘Ezânda terci.’]
İşte Resulullah sav efendimizin Ezan ile Dalga geçen küçük bir çocuğa uyguladığı pedegojik eğitimle kazandırdığı Ebu Mahzure asırlarca o mukaddes topraklarda müezzinlik yaptı
Ebu Mahzure 59 (678-79) yılında ölünceye kadar Mekke'de müezzinliğe devam etti. Kendisinden sonra Mescid-i Haram müezzinliğini oğlu ve torunları tarafından yüzyıllarca devam ettirildi....
[İbn Sa'd, Tabakâtü, 5/450; Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, 3/78.].
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder