SAKIN HAKKINIZ OLMAYANI YEMEYİN Adâlet; haksızlık yapmamak ve zulüm etmemek, yapılması lâzım gelen şeyleri dürüst olarak yapmaktır. Adâletin zıddı zulümdür, haksızlıktır. Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular;

“Zulmetmekten sakınınız. Zira zulüm, kalplerinizi harap eder.”

“Rabbim Hak Teâlâ Hazretleri, beni, kendisiyle muâhede yapmış olduğum kimseye veya başkasına zulüm etmekten men buyurmuştur.”

Muamelâtta (karşılıklı yapılan ticaret vb. işlerde) birbirinizin malına ve hukukuna riâyet ederseniz, yaptığınız mukâvele ve akitlerde haksızlıktan, tartışmaya sebep olacak bozuk şartlardan sakınırsanız, işi mahkemelere düşürmekten kurtulursunuz. Dolayısıyla mahkemeye düşerek gerek hâkimi ve gerek birbirinizi iknaya uğraşmazsınız. Hattâ mahkemede lehinize hüküm verilmiş olsa bile sadece bundan dolayı kendinizi haklı sanmamalısınız, hakkı, hakikati gözetmelisiniz. Ayrıca birbirinizin malını yemek için yalan ve rüşvet gibi bâtıl sebeplere tevessül etmezseniz hâkimlerinizi bozmamış, zulme meydan vermemiş, haksız yere birbirinizin malını yememiş, yedirmemiş olursunuz. Bunlardan sakınırsanız yükselirsiniz, hâkimiyetiniz artar, vazifeler hakkıyla görülür, Allâh’ın kullarının işi hakkıyla yapılır, haksızlığa sed çekilir, mesut bir hayat yaşarsınız.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) huzuruna iki hasım muhâkeme olmaya gelmişlerdi. Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Ben de bir beşerim, siz ise bana muhâkeme için geliyorsunuz, olabilir ki bir kısmınız delilini diğerinden eksik ifade eder, ben de dinlediğime göre hükmederim. Binâenaleyh her kimin lehine kardeşinin hakkından bir şey hükmedersem ona bir ateş parçasını hükmetmiş olurum.”

Bunun üzerine iki zât ağladılar ve her biri “Benim hakkım arkadaşımın olsun” dedi. Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem de “Haydi bakınız, araştırınız, sonra da birbirinizle helâlleşiniz” buyurdu.