Tebessüm ettiren bi kıssa
Hazreti Ali (kerremallahü vechehu) hurma bahçesinde akşama kadar çalışmış, akşam da devesinin üzerine bir çuval hurma yükleyerek evinin yolunu tutmuştu.
Devenin yuları yardımcısı Kamber'in elinde kendisi de önde gidiyordu. Medine'nin içine girdiklerinde yolun kenarından bir ses geldi. Yoksulun biri elini açmış sızlanıyordu:
- Ne olur Allah rızası için!... diyordu.
İşte bu sırada sesi duyan Hazreti Ali (ra) ile arkadan deveyi getiren Kamber arasında şu konuşma geçiyor. Hazreti İmam soruyor:
- Kamber ne istiyor bu yoksul?
- Hurma istiyor Efendim!
- Ver öyleyse!...
- Hurma çuvalda Efendim!
- Çuvalla ver öyle ise!...
- Çuval da devenin
üzerinde!...
- Deveyle ver öyle ise!...
Emri yerine getiren Kamber der ki:
- Devenin ipi de benim elimde, demekten korktum. Çünkü beni de deveyle birlikte yoksula vermekte tereddüt etmeyebilirdi.
Ne güzel buyurmuş Mevlana Hazretleri: Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim, her türlü amelde çok ahesteyim. Kabrim beni bekliyorken, dünyalık hevesteyim. Uyandır artık Ya Rab! Belki de son nefesteyim... ....... RABBİM Bu güzel gün hürmetine
* Sarsılmaz İman
* Güzel Ahlak
* Şükredici Kalp
* Sabredici Beden
* Zikredici Dil
* Hayırlı ömür nasip etsin.
Rabbim hizmet kapısından, Rahmet nazarından, Cennet kokusundan, Kendi rızasından mahrum
etmesin.
Rabbim duâlarınızı kabul etsin. Gönülden ettiğiniz dualarda hatırlanmak dileğiyle. ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder