31 Mayıs 2021 Pazartesi

Hüsn-i hâtime (Hayırlı ve güzel ölüm)

 

Hüsn-i hâtime (Hayırlı ve güzel ölüm)
“”Hüsn-i hâtime, lûgatta terkip olarak sonu güzel olmak veya güzel son demektir. Istılah manasıyla hüsn-i hâtime, kişinin son nefeste imanlı olarak ve kulluğa yaraşır şekilde ölmesidir. Mesela bir mü’minin harp meydanında cihad ederken, Allah yolunda hizmet ederken ölmesi / şehid olması güzel bir sondur. Namaz-niyaz gibi ibadette bulunurken, Kur’an okuyup okuturken, ilim tahsil ederken veya Allah için güzel bir şey yaparken ölmek gibi örnekler hep hüsn-i hâtimeyi gösterir. Fakat kişinin imanlı ölüp ölmediğini / sonunun güzel olup olmadığını herkes her zaman bilemez. En iyisini ve en doğrusunu Allah bilir.
“” Hüsn-i hâtime için kişinin imanını kuvvetlendirmesi lazımdır. Bununla birlikte Allah'ın emir ve yasaklarına riayet ederek yaşaması, günah işlediği zaman hemen pişman olup tevbe ve istiğfar etmesi gereklidir. Çünki kişi nasıl yaşarsa öyle ölür, nasıl ölürse öyle dirilir. Yani dünya ahiretin tarlasıdır. Bu dünyada ne ekilirse ahirette o biçilecektir.
“” Bununla birlikte mümkündür ki, bir kişi kötü yaşadığı halde son zamanda hidayete gelerek hüsn-i hâtimeye mazhar olabilir. Tersine hayatı düzgün görünürken son zamanda -Allah korusun- dalâlete veya küfre düşebilir. Çünki hidayet Allahu Teâla'nın elindedir. Hem kimin halis olduğunu ancak O bilir. Bundan dolayı Cenab-ı Hakk'a sığınmak ve hüsn-i hâtime için dua etmek lazımdır.
“” Bir kimse imansız ölürse Allah muhafaza ebedî Cehenneme gider. Cennetin kokusunu dahi duyamaz.
İmanlı ölen kimseler için iki durum söz konusudur:
1. Sevapları günahlarından daha çok olduğu / iyilikleri kötülüklerine ağır bastığı için hesabını güzel bir şekilde verip Hz. Mevlâ'nın affına mazhar olarak doğrudan Cennete gider.
2. Günahları sevaplarından çok olur. Bu durumda Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şefaati veya Allahu Teâla'nın afv u keremi kendine yetişmezse o kişi, temizlenene kadar Cehenneme gider. Temizlendikten sonra Cennete girer. Yani Cehennemde ebedî kalmaz.
“” Bir insanın hüsn-i hâtime ile mi yâhut sû-i hâtime (îmânsız/ kötü son) ile mi öleceği, son nefeste belli olur. Bütün ömrü boyunca, kâfir olarak yaşayıp sonunda imâna kavuşan olduğu gibi, ömrü îmanla geçip, Allah korusun sonunda îmansız giden de olur. Kıyâmette son nefesteki hâle bakılır...
“” Her Müslümanın ölümü düşünüp, hüsn-i hâtime sebeplerini elde etmek için çalışması ve sû-i hâtime ile bu dünyâdan ayrılmaktan şiddetle sakınması-kaçınması lâzımdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder