30 Mayıs 2021 Pazar

MESCİD-İ NEBEVÎ’NİN AYDINLATILMASI Mescid-i Nebevî, ilk vakitlerde hurma dalları demet şeklinde bir araya getirilip yakılarak aydınlatılmaktaydı. Daha sonra Ashâb-ı Kirâm’dan Temîm ed-Dârî radıyallâhü anh, Suriye’den Medîne-i Münevvere’ye kandil ve yağ getirmiş, mescid bununla aydınlatılmaya başlanmıştı. Bu hizmetiyle Temîm ed-Dârî Hazretleri, Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in hayır duasına nail olmuştur. Bu vakitten sonra Harem-i Şerîf’i aydınlatma vazifesini Temîm ed-Dârî’nin kölesi üstlenmiştir. Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında da Harem-i Şerîf’e büyük kandiller asılmış ve buhurdanlıklar yerleştirilmiştir. Sonraki devirlerde de fener, mum ve meşale gibi aydınlatma malzemeleri için beytülmâlden husûsî bir bütçe tahsis edilmiştir. Mescid-i Nebevî, Sultan İkinci Abdülhamîd Han devrine kadar zeytinyağı yakılan kandiller ve mumlar ile aydınlatılıyordu. Sultan İkinci Abdülhamîd Han merhum, Medîne-i Münevvere’ye elektrik trafoları ve diğer lüzumlu aletleri getirtip Mescid-i Nebevî’ye de elektrik tesisatı çektirdi. Hicaz Demiryolu’nun açılış merasimi ile aynı gün Mescid-i Nebevî de ilk olarak elektrikle aydınlatılmaya başlandı (1 Eylül 1908).

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder