2 Nisan 2021 Cuma

Ehl-i sünnet îtikâdında olan bu dört imâmdan İmâm-ı A’zam’ın yoluna “Hanefî Mezhebi”, İmâm-ı Mâlik’in yoluna “Mâlikî Mezhebi”, İmâm-ı Şâfiî’nin yoluna “Şâfiî mezhebi”, İmâm-ı Ahmed bin Hanbel’in yoluna da “Hanbelî mezhebi” denilmiştir. Bugün bir Müslümanın Allahü teâlânın rızâsına uygun ibâdet-iş yapabilmesi ancak bu dört mezhepten birine uyması ile mümkündür.

 Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlar, Medine’nin havasına hemen intibak edememişler… Bazıları sıtmaya yakalanmışlardı. Bunlardan birisi de Hz. Bilâl-i Habeşî (r.a.) idi. Bir sıtma nöbetinde Hz. Bilâl, hüzün dolu şiirler okuyarak Mekke’yi terennüm ediyordu. Bunu duyan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de hüzünlenmiş ve şöyle buyurmuştu: “el-Vatan! el-Vatan! el-Vatan! Hubbü’l-vatani mine’l-îmân!”… Meali: “Ah Vatan! Ah Vatan! Ah Vatan! Vatanı sevmek, İman’dandır.” [el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, I, 138]

İşte meşhur “Vatan hadisi” diye bilinen bu hadis-i şerif, Rasûlüllah Efendimizin mübarek fem-i saadetlerinden böyle bir vesile ile sâdır ve vârid olmuştu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder