* Devlet malı belirli çevrelerin malı menfaatı yapıldığı,
* Emanetin kelepir zannedildiği,
* Zekatın angarya sayıldığı,
* İlim Allah için değil de servet, şöhret ve şehvet gibi başka gayeler için tahsil edildiği,
* Kişinin hanımına gösterdiği ilginin çok azını bile anasına göstermediği,
* Arkadaşına yaklaştığı kadar babasına yaklaşmadığı,
* Camilerde mescidlerde lüzumsuz konuşmaların ilgisiz konuların konuşulur hâle geldiği,
* Fasıkların devlet hizmetlerinin üst noktalarına geçtikleri, geçirildiği,
* Aşağılık kimselerin yöneticilik makamlarına oturtulduğu,
* Şerrinden korkulduğu için kişiye ikramda bulundurulduğu,
* Şarkıcı-türkücü kadınların türeyip sesleri ve bedenleriyle şehvetleri galeyana getirdikleri,
* Şehvetperestlerin türediği,
* Çalgıcıların el üstünde tutulduğu,
* Şarapların alenen içilip yaygınlık gösterdiği,
* Ümmetimin sonunda gelenler evvel gelenleri lânetlediği (onlara küfrettikleri, geçmişlerini inkâr ettikleri) zaman;
İşte bunlar vukua gelmeye başladığında, yaygınlaşarak arttığında:
* İşte o zaman kızıl bir rüzgâr,
* Zelzele (deprem),
* Yere batma,
* Şekil değiştirme,
* Taşlanma,
* İpi kopan bir tesbihin tanelerinin birbiri ardı sıra gitmesi gibi birbirini takip eden semavi (gökten) ve arızi (yerden) gelecek musibetleri böyle günlere erişenler beklesinler...
(Kıyamet-Tirmizi).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder