BÜTÜN İLİMLERİN TOPLANDIĞI BİR HADÎS-İ ŞERÎF:
Âlim ve velî bir zat olan Ebûbekir eş-Şiblî (Rahmetullahi aleyh) dörtyüz âlime hizmet edip onlardan ilim öğrendikten sonra şöyle dedi: Dört bin hadîs-i şerîf okudum, öğrendim. Sonra bunların arasından birini seçtim ve onunla amel ettim.
Düşündüm de kurtuluşumun bu hadîs-i şerîfte olduğunu anladım. Eski ve yeni; geçmiş ve gelecek bütün ilimler bu hadîs-i şerîfte toplanmıştır. Bu hadîs-i şerîf şudur:
“Resûlullah (sfallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, ashâbına şöyle buyurdular:
Dünyan için orada kalacağın kadar çalış.
Âhiretin için de orada kalacağın kadar çalış.
Allah için, ona ihtiyacın kadar amel et.
Cehennem ateşi için de ona dayanabileceğin kadar günah işle.”
Akıllı kimse Allâhü Teâlâ’yı zikretmeyi ve ona ibâdet ve itâati, kendisi için gıda gibi görmelidir. Bu da ancak kalbini mâsivâdan; Allah’tan başka her şeyden temizlemek, kalbi mutmain oluncaya kadar zikrullah ile nurlandırmak, her bir âzâsını yaratıldığı iş için kullanıp başka şeylerden muhâfaza etmekle mümkün olur. Bir kimse ömrünün bir ânını yaratılış gayesinin dışında geçirse kıyâmet gününde uzun müddet pişmanlık çeker.
Hadîs-i şerîfte “Ehl-i cennet hiçbir şeye pişman olmaz. Ancak Allâhü Teâlâ’yı zikretmeden geçirdiği zamana pişman olur.” buyurulmuştur. Yani muhakkak dünya bir saattir. Kıyâmet gününde pişman olmamak için onu ibâdet ve itâatle geçir, demektir.
Enes bin Mâlik’den (radıyallâhü anh) rivâyet olunan hadîs-i şerîfte Resûlüllah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Her insanın üç dostu vardır. Birisi ‘Harcadığın senindir, harcamayıp tuttuğun senin değildir.’ der. Bu insanın malıdır. Diğeri ‘Ben seninle beraberim. Sultanın kapısına geldiğin zaman (yani kabirde) seni bırakır dönerim.’ der. Bu da âilesi ve akrabasıdır. Bir diğeri de ‘Sen (kabre) girdiğinde de çıktığında da seni yalnız bırakmam.’ der. Bu da sâlih amelidir.”
(Hâdimî, el-Berîka)
İtikafa girmenin mükafatı nedir?
İtikafa giren kişinin günahları hapsedilir
İbn Abbas’ın (ra) bildirdiğine göre, Allah’ın Resulü (asm) şöyle buyurmuştur:
“İtikafa giren kişi hakkında, bu kimse günahları hapsedip, sevapların tümünü yapan kimse gibi, kendisine
sevapları işlenir.” (İbn Mâce- Cem-ul Fevaid )
İtikafda olan günahlardan uzaklaşmış olur
“İtikafta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.” (İbn Mâce)
İtikafa giren köle azad etmiş gibi olur
“Bir devenin iki sağımı kadar itikaf eden, bir köle azat etmiş gibi sevap kazanır.” (Tenvir)
İtikafa girmek iki hac sevabı kazandırır
“Ramazanda on gün itikaf eden, 2 defa (nafile) hac yapmış gibi sevap kazanır.” (Beyhaki)
Allah rızası için itikafa giren cehennemden uzaklaşır
“Allah rızası için bir gün itikaf, insanı cehennemden çok uzaklaştırır.” (Taberani, Hâkim)
İtikaf Allah katındaki mertebeyi yükseltir
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
“Miraç gecesi, beşinci göğe geldiğimde, Osman’ın suretini gördüm. Bu mertebeye ne ile eriştin dedim. Mescidde itikaf etmekle dedi.” (Menakıb-ı Cihar Yâri Güzin)
İtikafa giren kişiyle cehennem arasında üç hendek açılır
İbn-i Abbas (ra), Hz. Peygamber’den(asm) şöyle nakleder:
“Kişinin ihtiyacı anında bir kardeşinin yanında olması, yirmi yıl itikaf etmesinden daha üstündür. Her kim de Yüce Allah’ın rızası için bir gün itikaf ederse, Yüce Allah onunla Cehennem arasında üç hendek açar ki her bir hendeğin diğerinden uzaklığı Doğu ile Batı arasındaki uzaklık kadardır.” (Taberani- Cem-ul Fevaid)
Her kim, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılamak için gayret eder ve o işi görürse, bu kendisi için on yıl itikâfta kalmaktan daha hayırlıdır. Hâlbuki bir kimse Allah rızâsı için bir gün itikâfa girse, Cenâb-ı Hak o kimse ile cehennem arasında üç hendek yaratır ki, her bir hendeğin arası, doğu ile batı arası kadar uzaktır.” (Beyhakî, Suab, III, 424-425.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder