30 Ocak 2021 Cumartesi

OSMANLI’DA HAYRANLIK VEREN 10 UNUTULMUŞ İNCELİK 1- Osmanlıda şehirler kurulurken, nasılki bir suya taş attığınızda halkalar merkezden başlayarak dalga dalga dağılır. Şehir kurarken‘de ilk önce bir camii, mescit ,hamam daha sonra etrafına halka halka evler ve işyerleri yapılırdı. 2- Eğer bir evin camında sarı çiçek varsa, benim evimde hasta var. Buradan geçerken yüksek sesle bağırmayın demekti. Eğer bir evin camında kırmızı çiçek varsa, bu evde evlilik çağına gelmiş genç kız vardır. Buradan geçerken konuşmanıza dikkat edin, ölçülü konuşun anlamına geliyordu. 3- Dünya hayatı bir imtihan ve hayat geçiçiydi. Yüzyıllar boyu hiç kimse yaşadıkları evlerine mülk gözüyle bakmayıp sahibinin Hz Allah olduğunu bilip ona göre emanetine sahip olarak yaşıyordu ... bu yüzden evlerinin duvarlarına; ”YA MALİK’EL MÜLK” yazarlardı. ”Ey ALLAH’ım bütün mülk senindir.” demektir. 4- Kapı tokmağında; ”YA FETTAH” yazılıydı. Bu bütün kapıları açan, sıkıntıları ve dertleri gideren anlamlarına gelmekteydi. 5- İnsanlar edeplerindeki incelikten dolayı ”Işığı yak” demezlerdi, çünkü yakmak olumsuz bir kelime olduğu için onun yerine ”Işığı uyandır” denilirdi. 6- Gece yatacakları vakit ise; ışığı (mumu) söndür” demezlerdi, çünkü söndürmek olumsuzluk çağrıştırdığı için ”Işığı dinlendir.” denilirdi.


7- Eve misafir geldiği zaman,
misafirlerin ayakkabılarının burunlarını dışarıya dönük değilde içeriye dönük yaparlardı. Bunun anlamı ise,
”Biz sizin misafirliğinizden memnun kaldık, evimizi tekrardan şereflendirmenizi bekleriz” demekti.
8- Misafire kahvenin yanında su ikram edilirdi. Eğer misafir aç ise; İlk önce suyu, Tok ise kahveyi alırdı.
Eğer suyu almışsa ev sahibi hemen misafiri utandırmayacak bir şekilde mütevazi bir sofra hazırlardı. Misafirin karnını doyururdu.
9- Kapı tokmakları aslan başlı ve çiçek motifli iki ayrı tokmaktan oluşurdu. Aslan başlı kalın ses, çiçek motifli ise ince ses çıkartırdı. Böylece eve kimin geldiği anlaşılır, misafir erkek ise; kapıyı erkek açar. Bayan ise; kapıyı bayan açardı.
10- Evde kimse ayakta yemek yemezdi. Çocuklar bile önce ellerini yıkar ve sofraya hep birlikte oturulurdu. Evin en büyüğü yemeğe başlamadan kimse başlamazdı.
Evin en büyüğü yemeğe başlarken,
herkesin hatırlaması için yüksek sesle besmele çekerdi. Sofradan kalkarken;
”Hayırların fethi, şerlerin def edilmesi”için, fatiha Suresi okunurdu...
Rabbim Tüm Ecdadımıza Ganii Gani Rahmet Eylesin...
Bizleri de Büyüklerimizin şefeatlerine nail eylesin bizleri de InşaAllah
Dualarınızda olmak ümidiyle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder