23 Ocak 2021 Cumartesi

Evliyaullahtan Ebu İshak Şirazi hazretleri (rahmetullahi aleyh), bir gün sevdikleriyle sohbet ediyordu ki; - Allahü teâlâ bir kulunu severse, ona iki nimet verir, buyurdu. Sordular: - Onlar nedir efendim? Buyurdu ki: - Birincisi, sevdiği bir kulunu tanıtır ona. Yani hakiki bir İslam alimini, Allah dostu bir Veliyi, tanıtır ve sevdirir onları. İkinci nimet, hayırlı bir iştir. Yani insanların dünyasına veya ahiretine faydası olan bir işte çalıştırır o sevdiği kulunu. Sordular: - Daha çok severse efendim? - O zaman dert ve bela verir ona. Şaşırdılar: - Sevdiği kula mı dert bela verir efendim? - Evet. Ama bu dertleri nimet bilir o kimseler. Derd-ü belayı, “Kemend”e benzetmiştir büyükler. Cenâb-ı Hak, bu kementle tutup kendine çeker sevdiklerini. "Derd ü bela kemend-i mahbubdur." Der ehli irfan. (Allah sevdiklerini dert ve belâ kemendiyle çeker.) Hz.Ömer (R.Anh) buyuruyorki: "Kalbinizde ilk sıraya Allah'ı koymazsanız; Hem Allah'ı kaybedersiniz, Hem de ilk sıraya koyduklarınızı.."

 İbn Ebi’d-Dünyâ… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Bir kimse, Allah’ın âhirette kendisine şarâp içirmesinden hoşlanıyorsa onu dünyada içmeyi bıraksın. Bir kimse Allah’ın âhirette kendisine ipek (elbise) giydirmesinden hoşlanıyorsa, onu dünyada giymeyi bıraksın. Cennetin ırmakları, misk tepelerinin (veya dağlarının) altından çı­kar. Cennetliklerin en kıymetsiz elbiselisinin elbisesi ile dünyadakilerin tü­münün elbiseleri karşılaştırılacak olursa, o cennetliğin elbisesinin, dünyada­ki herkesin elbisesinden daha üstün olduğu görülür.“


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder