22 Ocak 2021 Cuma

Efendimiz sav. hazretlerinin zamanında bir kadın vardı. Kocası eve girdiğinde onun sevecen ve tebessümle karşılardı. Ve ona: “merhaba ey benim efendim! Ey Ailemin efendisi hoş geldin!” der. Sonrada kocasının omuzlarından cübbesini alırdı. Ayakkabılarını alırdı. Eğer kocasını mahzun ve üzgün görürse ona; “ey efendim! Eğer senin hüznün ahiret için ise; Allah Teâlâ hazretleri senin hüznünü artırsın! Yok, eğer senin üzgünlüğün dünya ve dünya malı için ise, Allah Teâlâ hazretleri sana kafidir.” Derdi. Efendimiz (s.a.v.) o kadının kocasına; يَا فُلاَنُ أَقْرِءْهَا مِنِّى السَّلاَمَ وَأَخْيِرْهَا اَنَّ لَهَا نِصْفُ أَجْرِ شَهِيدٍ “ey falanca! Benden ona (eşine) selam söyle ve ona haber ver ki; onun için yarı şehit sevabı vardır.” (ruhul beyan tefsiri 4/481) ...öyle ise hanımın beyine karşı olan vazifeleri; henüz kapıdan girer girmez onu güler yüz ve tatlı söz ile karşılamaktır. Bu suret ile eşine en güzel mekana geldiğini hissettirir ve onu evine yuvasına bağlamış olur.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder