22 Ocak 2021 Cuma

Cennet Ehlinin Kadınları Hakkında Ümmü Seleme’nin Sorduğu Sorulara Rasûlullâh (s.a.v.)’in Verdiği Cevaplar: Taberânî… Ümmü Seleme’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben de­dim ki: — Ya Rasûlallah, âyette geçen ‘Hûr-ı în’ ne demektir? Bana anlatır mı­sın? — Hûr-ı în, iri özlü demektir. Onların kiprikleri, kartal kanadı gibidir. — “Sedefteki inciler gibi” sözünü biraz açıklar mısın?, . — Henüz sedeflerinden çıkarılmamış ve el değmemiş inciler gibi saf ve temizdirler. — “Oralarda iyi huylu güzel kadınlar vardır” ne demek? — Yani cennette huyu iyi, yüzü güzel kadınlar vardır. , — “Onlar (huriler) Örtülü yumurta gibidirler” âyetini bana açıklar mı sın? —- Derileri yumurta akının üzerindeki zar kadar incedir. — “Onları eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır” âyetini açık­lar mısın? — Yani onlar dünyada gözü çapaklı acuzeler olduktan sonra cennette kocalarına düşkün ve aynı yaşta (genç) kadınlar olurlar.


— Ya Rasûlallah! Dünya kadınları mı yoksa huriler mi daha üstündürler?
— Elbisenin yüzünün astarından üstün oluşu gibi dünya kadınları da hu­rilerden üstündürler.
— Neden ya Rasûlallah?
— Namaz kılmalarından, oruç tutmalarından ve Allah’a ibadet etmele­rinden dolayı… Cenab-ı Allah onların yüzlerine nûr, bedenlerine ipek giydirmiştir. Tenleri beyaz, elbiseleri yeşil, zinetleri san, buhurdanlıkları inci, ta­rakları altındır, Şöyle derler: “Biz ebedi yaşayacaklarız; ölmeyiz. Nimete gark olmuşlarız; asla yoksul düşmeyiz. Biz mukim kimseleriz; göçmeyiz. Razı olanlarız; asla darılmayız. Bize koca olarak verilenlere, zevce olarak kendilerine verildiğimiz kimselere ne mutlu!”
— Ya Rasulallah! Bir kadın bu dünyada (bir), iki, üç veya dört evlilik yapar, sonra ölür, cennete girer. Kocaları da kendisiyle birlikte cennete girer­ler. Orada kocası hangisi olur?”
— Ey Ümmü Seleme! O kadın seçim yapar. Onları en güze ahlâklısını seçer ve: “Ya Rab! Bu, dünyadayken de benimle en iyi geçinen kocamdı. Bu­rada da ona eş olarak beni ver” der. Ey Ümmü Seleme! Güzel ahlak(lı kim­se) dünyanın da ahiretin de iyiliklerini elde eder.”
Ebubekir b. Ebi Şeybe… Saîd b. Müseyyeb’den rivayet etti ki; Âişe (r.a.) şöyle demiştir: Ensarilerden bir kocakarı Hz. Peygambere gelip: “Ya Rasu­lallah! Allaha duâ et de beni cennete koysun” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) ona: “Cennete kocakarı girmez” diye cevap verdi. Ve gidip namaz kıldı. Sonra Âişe (r.a.)’nin yanına döndü. Âişe (r.a.) ona: ‘”Kadıncağız senin sözünden çok rahatsız oldu” deyince Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:
“Evet tıpkı dediğim gibidir. Cenab-ı Allah yaşlı kadınları cennete koyar­ken onu bakirelere dönüştürür.”
Önceki sayfalarda geçen sûr hadisinde müminlerin cennete girişinin ni­teliği anlatılırken şöyle buyurulmuştu:
“Erkek, Allah’ın yarattığı (hurilerden) yetmiş iki zevceyle cinsel ilişki­de bulunur. Âdem neslinden gelen iki kadınla da temas kurar. Ancak bunlar dünyadayken ibadet ettiklerinden dolayı, Allah’ın dilediği kimselerden üstün olurlar. Yakuttan bir odada, inciyle taçlanmış altın karyola üzerinde bu ka­dınlardan biriyle yatar. O odada atlas ve ibrişim giysilerle dolu yetmiş dolap vardır. Adam elini o kadının omuzlan arasına koyar, sonra dönüp göğsünden bakınca kendi elini o kadının etinin, cildinin ve elbisesinin içinden görür (çünkü o kadının her tarafı saydamdır). Kadının bacaklarına bakar. Kemiklerindeki iliği görür. Tıpkı yakuta geçirilen gümüş tel bacaklarındaki iliği gö­rür. O bu haldeyken kendisine şöyle seslenilir: Senin bıkmayacağını ve bıktırmayacağını anladık. Ancak senin bundan başka zevcelerin de vardır.” Adam o karısının yanından çıkar. Diğer eşleriyle de birer birer ilişkide bulu­nur. Onlardan her birine uğradığında şöyle der: “Vallahi cennette senden da­ha güzel bir şey yoktur. Cennette senden daha çok sevdiğim bir şey yoktur.”
Önceki sayfalarda da nakledildiği gibi İmam Ahmed b. Hanbel… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kişinin dünyadaki zevcelerinden ayrı olarak hurilerden de yetmiş iki eşi olacaktır. Onlardan birinin makadının kapladığı yer, bir mil kadardır. “
Harmele… Ebû Saîd’den rivayet etti ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyur­muştur:
“Cennetliklerin mertebece en düşük olanının seksen bin hizmetçisi ve yetmiş iki zevcesi olacaktır. Onun için Câbiye ile San’a arasındaki mesafe büyüklüğünce inci, zeberced ve yakuttan bir kubbe kurulur.”
İmam Ahmed b. Hanbel, Tirmizî ve İbn Mâce… Mikdam b. Madike-rib’den rivayet ettiler ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Doğrusu Allah katında şehid için altı şey vardır: Kanının ilk damlası yere düştüğünde Allah onu bağışlar. O da cennetteki yerini görür. Kendisine imân elbisesi giydirilir. Kabir azabından emin kılınır. (Kıyametteki) büyük korkudan emin olur. Başına vakar tacı konulur. O tâcdaki bir yakut parçası, dünyâdan ve içindeki her şeyden daha iyidir. Şehid yetmişiki tane ceylan gözlü huri ile evlenir. Akrabalarından da yetmiş kişiye şefaatçi olur.”
Sahih adlı eserinde Müslim… İbn Aliyye’den rivayet etti ki; Eyyub b. Muhammed şöyle demiştir: “Cennette erkeklerin mi, yoksa kadınların mı çok olduğu konusunu niye övünerek müzakere etmiyorsunuz?” Eyyub’un bu sözü üzerine söze giren Ebû Hüreyre dedi ki: Ebü’l-Kasım (s.a.v.) şöyle buyurmadı mı:
“Cennete giren ilk zümre, dolunay gecesindeki ay suretindedirler. Bun­ların ardından gelen zümrenin suretleri, semadaki en parlak yıldız gibi ışık saçar. Onlardan her birinin yetmiş iki eşi vardır. Eşlerinin bacaklarındaki (kemiklerin) ilikleri, etlerinin dışından görünür. Cennette bekâr kimse olma­yacaktır.” Bu eşlerden ikisi, dünya kadınlarındandır. Beraberlerinde Aziz ve Celil olan Allahın dilediği sayıda ceylan gözlü huriler vardır. Nitekim bununla il­gili açıklama, az önce geçti. Doğrusunu Allah bilir.
İmam Ahmed b. Hanbel… Ebû Hüreyre’den rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cennet ehlinden (her) bir adamın ceylan gözlü hurilerden iki zevcesi olur. Bu hurilerden her birinin üzerinde yetmiş güzel elbise olur. Bacakların­daki (kemiklerin) ilikleri, elbiselerinin üstünden görünür.”
(Ahmed b. Hanbel, Bu hadisler, Buharı ve Müslim’in sahihlerinde yer alan şu hadisle çeliş­memektedir:
“Cehenneme baktım; oradakilerin çoğunun kadınlar olduğunu gördüm.”
Cennet ehlinin, cehennem ehlinin veya sadece cehennem ehlinin çoğun­luğunu kadınlar teşkil edebilirler. Ama bu kadınların bir kısmı şefaat saye­sinde cehennemden çıkıp cennete gider ve oranın sâkinlerinin sayısını artırır. Doğrusunu Allah bilir.
Derâc… merfu olarak Ebû Saîd’den şöyle bir rivayette bulunmuştur:
“Adam cennette yetmiş sene müddetle hiç bir tarafa dönmeden (yastığa) dayanıp oturur. Sonra bir kadın gelip omuzlarına vurur. Kadının yüzüne, ya­nağına bakar. Yüzünün aynadan daha saf olduğunu görür. Kadının üzerinde­ki en basit inci bile doğuyla batı (ufkunun) arasını aydınlatır. Kadın ona se­lâm verir. Selâmını alır ve kadına: “Sen kimsin?” diye sorar. Kadın da: “Ben, yüce Allah’ın bol lutfundan ve ihsanındanım.” diye cevap verir. Üzerinde de yetmiş elbise vardır. O elbiselerin en basiti, kan kırmızısı rengindedir. Ada­mın gözü, kadının iç kısımlarını görebilir. Öyle ki onun bacak (kemik)lerin-deki iliği elbisesinin dışından görür.”
İmam Ahmed b. Hanbel… Enes’ten rivayet etti ki; Rasûİullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Öğleden Önce veya sonra Allah yolunda yola çıkış, dünyadan ve için­deki şeylerden daha hayırlıdır. Sizden birinin yayı ve kamçısı kadar cennet­te bir yer, dünyadan ve içindeki şeylerden daha hayırlıdır. Cennet ehlinin ka­dınlarından biri arza görünecek olsa gök ile yerin arasını güzel kokuyla dol­durur. İkisinin arası hoş kokar. O kadının baş örtüsü, dünyadan ve içindeki şeylerden daha hayırlıdır.”
Buharî… Enes’den bu hadisin bir benzerini rivayet etmektedir. Bunun tamamını sifatu’l-cennet babının başında nakletmiştir:
“Cennet ehlinin kadınlarından biri arza görünecek olsa gök ile yerin ara­sını güzel kokuyla doldurur. İkisinin arası hoş kokar. O kadının baş örtüsü, dünyadan ve içindeki şeylerden daha hayırlıdır.”
Ebubekir b. Ebi’d-Dtinyâ… Saîd b. Cübeyr’den rivayet etti ki; İbn Ab-bas şöyle demiştir:
“Hurilerden biri elini semâ ile arzın arasında çıkaracak olsaydı onun gü­zelliği nedeniyle halkın tümü fitneye düşerdi. Baş Örtüsünü çıkarıp göstere­cek olsaydı, onun güzelliğinin yanında güneş, ışıksız bir fitil gibi kalırdı. Yü­zünü gösterecek olsaydı, güzelliği yerle göğün arasını aydınlatırdı.”
İbn Vehb, Muhammed b. Kâ’b el-Kurazî’nin şöyle dediğini rivayet et­miştir:
“Kendisinden başka ilâh bulunmayan Allah’a yemin ederim ki; ceylân gözlü hurilerden biri, Arf’ın yanından bileziğini gösterecek olsaydı, bileziği­nin ışıltısı, ay ile güneşin ışığını söndürürdü. Ya yüzünü gösterseydi acaba nasıl olurdu? Giyenlerin giydiği Allah yaratığı elbiseler, hurilerin giydikleri elbise ve zinetli giysilerden daha iyi ve daha güzel değildir.“
Ebû Hüreyre dedi ki: “Cennette kendisine ‘Ceylan gözlü’ denen bir hu­ri vardır ki; yürürken etrafında yetmiş bin hizmetçi de yürür ve kendisi: “İyi­liği emredip kötülüğü yasaklayanlar nerede?” der.”
Kurtubî… Mücahid b. Ebi Üsâme’den rivayet etti ki; Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Huriler zaferandan yaratılmışlardır.” Bu hadis, garip bir hadistir.
İkrime’nin mürsel rivayetlerinden biri şudur:
“Ceylan gözlü huriler, henüz dünyada bulunan eşleri için şöyle dua ederler: ‘Allahım! Ona, senin dinine bağlı kalması hususunda yardım et. Kal­bini, sana itaate yönelt. Kendi gücünle onu bize ulaştır ey merhametlilerin en merhametlisi!”
İmam Ahmed b. Hanbel*in Müsned’inde Kesir b. Mürre, merfu olarak Muaz’dan şöyle bir rivayette bulunmuştur:
“Dünyadayken bir kadın, kocasına eziyet ederse, o kocanın huri eşi mut­laka o kadına şöyle beddua eder: ‘Allah seni kahretsin! O misafirdir. Yakın­da senden ayrılıp yanımıza gelecektir!”
Kaynak – Ölüm ve Ötesi – İbni Kesir


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder