“Müslümanların derdini kendine dert edinmeyen onlardan değildir.”
Sultan Abdulhamid Han-ı sânî, Dünyanın öbür ucunda bir Müslümanın burnu kanasa haberdar oluyor ve ittihad-i İslam (Müslümanların Birliği) çerçevesinde onlara yardım ulaştırıyor ve sahip çıkıyordu.
Hz. Ömer Efendimizin tayin ettiği vali ve idarecilere söylediği şu sözler O'nun Müslümanlar üzerindeki hassas düşüncesini yansıtır:
“Sizi saltanat sürmek için, tahakküm kurmanız, insanları zorlamanız için göndermedim. Siz hidayet rehberi olacaksınız, böylece herkes size uyacaktır.
Müslümanların hukukunu koruyunuz. Onları dövmeyiniz, onları zillete düşürmeyiniz. Onları haksız yere de övmeyiniz ki, şımarıklığa düşmesinler.
Devlet kapılarını onlara kapatmayınız. Böyle yaparsanız kuvvetliler zayıfları ezerler. Kendinizi Müslümanların üzerinde de görmeyiniz.”
Soruyorum;
Bütün dünyanın gözü önünde Müslüman Uygur Türklerine yapılan işkence ve zulümleri hatta katliamı siz nasıl görmezden gelebilirsiniz?
"Çin ile politik ve ticari munasebetlerimiz var, sonra bize kredi vermezler" diye mi?
Benim Müslüman kardeşim eziyet gördükten sonra dünyanın bütün mal varlığı bize verilse neye yarar?
Bırakın dünya Müslümanlarına sahip çıkmayı, kendi halkını bile hor hakir gören zavallılar! Önce Müslümanlığınızı sorgulayın!!!
Böylesi insanları savunan koyunlar da uyanın artık!
İtibarla, nâra atmakla, milletin kafasına keyif çayı fırlatmakla, İslam çok farklı şeylerdir.
Bunu anladığınız zaman artık bu ülke için de, sizin gelecek nesliniz için de, ukbâ'daki hayatınız için de çok geç olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder