Deccâl’ın mührü, alnında “ke-fe-re” şeklindeki bir yazı olduğuna ve bakan herkes onu okuyabileceğine göre, nübüvvet mührünün de Peygamber (sav)’in sırtında olması münasip olmuştur. Çünkü mühür, bir şeyin son kısmına vurulur. Deccâl’ın kâfirliğini ilan ve ifşâ eden “ke-fe-re” mührünün ise alnına vurulmuş olması münasiptir ki onu gören kâfir olduğunu hemen anlayabilsin.
Nübüvvet mührü, Peygamber (sav)’in sırtının tam orta yerinde olmayıp sol tarafına meyilli idi. Zira sırtın sol tarafı, şeytanın vesvese meydana getirdiği yerdir.
Hattâ bazıları, şeytanın hortumu olduğunu keşif yoluyla tesbit etmişlerdir. Âdemoğlu’nun kalbine vesvese bırakmak istediğinde arka tarafına oturup o mahalden vesveseyi kalbe bırakır. İşte o mühür sebebiyle Cenâb-ı Allah, Peygamber (sav)’i şeytanın vesvesesinden korumuştur. Nübüvvet mührünün o mahalde olması münasip olmuştur.
Muhammed Enverşâh el-Keşmîrî,
Feydu'l-Bârî alâ Sahîhi'l-Buhârî, I, 388.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder