Huzur köye dönüp toprakla uğraşmak ta olabilir mi?
Şehrin kalabalık ve ekzoz dumanıyla kirli esaretinden bıkmış usanmış birinin gönlünden geçen hayali.!
Diyorum ki
Toplasak tası tarağı
Kapatsak telefondaki tüm hesapları
Hiç kimsenin bilmediği bir köye yerleşsek.
Küçük bir bahçesi
Bahçesinde rengarenk gülleri.
-Yemişler dikelim fidandan
Biraz da domates falan.
Akşam erken yatıp
Sabah ezanıyla uyansak
İlk önce bahçeye inip
Çiğ düşmüş biberleri toplasak
Ağaçları sulayıp fesleğenleri okşasak
Ayağımız toprağa bassa
Gelen geçenle selamlaşsak.
Etrafımızda kuş sesleriyle
Balkonda bir kahvaltı
Kahvaltıda tereyağlı köy yumurtası
İkindi vakitlerinde asma çardağının altında
Komşularla semaverde çay sefası,
Mera çiçeklerinin kokusunu getiren meltem esintileri ve
Kucaklaşan gönül sohbetleri..
Akşam olunca günün verdiği tatlı yorgunlukla kıvrılıp yatsak,
Sabah ezanlarıyla uyansak,
Baksak hacı baba dağının kışdan kalan alaca karlı heybetine.
Diyorum ki gitsek buralardan
Ardımızda lüzumsuz telaşlar
Heybemizde yeni huzur.
Tek derdimiz yumurtlamayan tavuk
Çürümüş domates
Çiçeğine dolu vurmuş kiraz olsa,
Ne trafik gürültüsü
Ne bir yere yetişme kaygusu
Tüm bu kargaşayı şehirlere bıraksak
Ağrıyan başımızı,
Yorgun ayaklarımızı alıp
Kirlenmiş ruhumuzla
Yola koyulsak..
Diyorum ki
Gitsek buralardan
Ne varsa bizi yaşamaktan alıkoyan
Arkamızda bıraksak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder