14 Mayıs 2022 Cumartesi

İMÂM-I ÂZAM HAZRETLERİ’NİN TAKVÂSI VE İLMİ

 İMÂM-I ÂZAM HAZRETLERİ’NİN TAKVÂSI VE İLMİ

Teobe-i Tâbiîn’den Hârice bin Mis’ab rahimehullah şöyle demiştir: Bir sene hacca gittim. Hacca giderken hizmetçimi Ebû Hanîfe rahimehullâh’ın yanında bıraktım. Mekke-i Mükerreme’de takrîben dört ay kadar kaldım.
Kûfe’ye döndüğüm zaman hizmetçime, Ebû Hanîfe rahimehullâh’ın ahlâkını sordum. O da dedi ki:
“Onun gibisini ne gördüm ne de işittim! Geceleri hep ibadetle geçirir. Cuma günleri sabah namazını kıldıktan bir müddet sonra evine döner, duhâ namazını evinde kılardı. Cuma namazı için yine erkenden evinden çıkardı. Çıkmadan önce de gusül abdesti alır, güzel koku sürünür sonra namaza giderdi. Oruç tutmadığı bir günü hiç görmedim. Gecenin sonuna doğru bir şeyler yer, sonra oturduğu yerde hafif uyuklar, sonra da kalkıp sabah namazına giderdi.”
İmâm-ı Âzam rahimehullâh, bir gün Halife Mansûr’un huzuruna çıkmıştı. Orada bulunan Halife’nin yeğeni olan İsa bin Musa, onun hakkında, “Bu dünyanın en büyük âlimidir.” dedi. Bunun üzerine Halife, İmâm-ı Âzam Hazretlerine, “İlmi kimden öğrendin?” diye sordu. İmâm-ı Âzam rahimehullâh da:
“Ömer radıyallâhü anh’in ilmini yine Ömer radıyallâhü anh’in talebelerinden; Ali kerremallâhü vechehû’nün ilmini yine Hazret-i Ali’nin talebelerinden; İbn-i Mes’ûd radıyallâhü anh’in ilmini de yine İbn-i Mes’ûd Hazretlerinin talebelerinden öğrendim.” cevabını verdi. Halife bu cevabı alınca onu takdir ederek, “İlmini pek sağlam öğrenmişsin.” dedi.
Esed bin Hâkim (rah.) şöyle buyurdu: “İmâm-ı Âzam’ın aleyhinde konuşanlar, câhil veya ehl-i bidat olan kimselerdir.”
Muhaddis ve Tâbiîn’den olan Abdülazîz bin Ebû Revvâd (rah.) şöyle buyurdu: “Ebû Hanîfe’yi seven kimse, Ehl-i Sünnet’tendir. Ona buğz eden ise ehl-i bidattendir.”
İSİMLERİMİZ: Erkek: Hammad, Kız: Hanîfe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder