23 Mayıs 2022 Pazartesi

Hz. Ömer (ra), sessizce, dinlenmekte olduğu odaya girer. Bir an çevresine göz gezdirir. Odasının bir yanında işlenmiş bir deri, bir diğer köşesinde de, içinde birkaç avuç arpa bulunan küçük bir torba vardı. İşte Allah Resûlü'nün odasında bulunan eşyalar bundan ibaretti. Bu manzara karşısında ağlamaya başlayan Hz. Ömer'in (ra) hıçkırıkları Allah Resûlü'nü uyandırır. Kalkınca hasırın vücudunda iz yaptığını, kan oturduğunu gören Hz. Ömer (ra) ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar. Peygamber Efendimiz (sav) hayretle sorar: "Ey Hattab oğlu! Niçin ağlıyorsun?" "Rasğlüllah s,a.v İranlılar imparatorlarını saraylarda yaşatırken, Bizanslılar Kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki Allah'ın Rasülü… İzin versen de, biz de seni…" Maksat anlaşılmıştır, Peygamber (asm), gelecekteki halifesinin sözünü hüzünlü bir tebessüm, tatlı bir el işareti ile keser ve "Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı " (Ankebut, 29/64) ayetini okuduktan sonra ekler: "İstemez misin ey Ömer? Dünya onların olsun, ahiret te bizim!.."

 Îman çıplaktır. Elbisesi takvâ, süsü utanmak, meyvesi ilimdir. (İhya C.1 S. 18)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder