16 Mayıs 2022 Pazartesi

Halime validemizin evlerinin mekani Resulüllah (s.a.v.) Hazretleri’nin süt annesi olan Halime Hatun şöyle anlatır: Beni Sa’d kabilesinden bazı hanımlar ile beraber küçük çocukları alıp emzirmek, süt annelik yapmak için Mekke-i Mükerreme’ye geldim. Benimle gelen hanımların hepsine Resulüllah (s.a.v.) Hazretleri’ni emzirmeleri söylendi. “Yetimdir”, diye kimse emzirmek istemedi. Her biri bir oğlan bulup aldılar. Ben de Resulüllah’tan başkasını bulamadım. Zevcime; “Bizimle gelen hanımların her biri bir çocuk bulup aldı. Benim çocuk bulmadan dönmem zoruma gider”, dedim ve Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) almaya karar verdim . Mübarek vücudunu yeşil bir ipeğe sarmışlar, üstüne de sütten beyaz ve misk rayihalı beyaz bir yün örtmüşlerdi. Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) mübarek arkası üstüne yatırmışlardı. Uyuyordu. Cemal-i şerifine baktım, uyandırmaya kıyamadım. Yavaş yavaş yanına vardım. Elimi göğsünün üstüne koydum. Mübarek gözlerini açıp yüzüme baktı, güldü ve gözlerinden çıkan nurun ta göklere eriştiğini gördüm. Onu, iki gözlerinin arasından öptüm ve sağ mememi verdim, aldı ve istediği kadar emdi. Sonra sol mememi verdim, almadı. Ondan sonra daima bu şekilde yaptı. Sağ taraftan emdi, hiç sol taraftan emmedi. Bazı ulema bunu şöyle izah ettiler: Sol memenin sahibi Halime’nin kendi oğlu idi. Allah Teâlâ bunu ona bildirmişti. Onun için adalet edip kendi sağ memeden ve sütkardeşi sol memeden emmişlerdi. Sonra Halime Hatun dedi ki: “Bir dişi devemiz vardı, oğlumuza gıda olacak kadar süt vermez idi. Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) evimize getirdiğimiz zaman, zevcem deveyi sağmaya gitti. Gördü ki devenin memeleri dopdolu süt olmuş. Onu sağıp sütünü getirdi. Ondan içtik. Bu olanlar üzerine zevcim, “Ya Halime, aldığın yetimin ayakları mübarek imiş. Gelir gelmez bereketi zahir oldu ve gecemiz bir başka oldu.’ dedi.”

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder