Adamın birisi Mekke’ye Hacca gidiyormuş.
Gemi ile yolculuk ederken, bütün servetini içine doldurduğu büyükce bir altın torbasını elinden hiç bırakmaz ve güvertede uyurken, başının altına yastık olarak koyarmış.
-Aynı geminin, birinci mevki kamarasında yolculuk eden zengin birinin de, şaklabanlık eden bir maymunu varmış.
Maymun, ara sıra güverte yolcularının arasına da inerek, türlü oyunlarla herkesi güldürürmüş.
Bu maymun, bir aralık uyumakta olan Hac yolcusunun başının altından, altın torbasını kaptığı gibi, pruva direğinin tepesine çıkmış.
Adam telâşla uyanmış, torbayı maymunun elinde ve maymunu da direğin tepesinde görünce, bağırıp çağırmaya, çırpınmaya başlamış.
Maymun torbanın ağzını bir güzel açmış ve bir altın denize, bir altın da adamın kafasına atıyormuş.
Zavallı hacı adayı, her düşen altından sonra feryat edermiş. Bütün güverte yolcuları, direğin dibine toplanmış, ne yaptılarsa maymunu bir türlü aşağıya indirememişler.
Kalabalık arasında yaşlıca bir adam, torba sahibinin yanına sokulmuş:
“Sen ne iş yapardın?”
“sütçü idim.”
“Peki, sattığın sütlere su katar mıydın?”
“Yarı yarıya katardım.”
“Öyleyse ne yaygara ediyorsun be adam?
Maymun Allah tarafından bu işe memur edilmiş bir mahlûk.
Suyun parasını denize atıyor. Kazancında su kaçağı olan bir insanın hâli budur işte,” demiş.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bize silah çeken bizden değildir. Bize hile yapıp aldatan da bizden değildir." (Müslim, Îmân 164, Fiten 16.
Bizlere haram lokma yedirme Allah'ım
Hayır çarşılarımıza davetlisiniz bekliyoruz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder