《VERDİĞİMİZ ZEKÂTLAR KİME GİDİYOR?》
(fî sebîlilleh, Allâh yolunda olanlara verebiliyormuyuz,kim bunlar araştiriyormuyuz?)
Nereden geldiği oradan belli olur!
Malımızın kırkta birini zekat olarak vermek farzdır. Acaba verdigimiz zekat
lar kime nasib oluyor. Bu kıssayı dikkatli bir şekilde okumak lâzım.
Allahın veli kullarından
Ebu Said Nihavendi,
Şark'ın yetiştirdiği âlimlerinden biridir.
Bağdat ve civarında kendisine bağlanan bir çok insan vardır.
O, bunları hep ikaz eder, irşadda bulunurdu. insanları haram kazanmaktan şiddetle uzaklaştırır, insan aldatmaktan ciddi şekilde kaçındırırdı.
Bağlılarından biri bir gün sordu:
Çok mânâlı bir cevap verdi:
Bunun üzerine mürid, yolda giderken dinlenmekte olan bir âmâ ya bir kese dolusu altını zekat olarak verdi.
Ertesi sabah aynı yerden geçerken zekâtını verdiği âmâ nın yanındaki âmâ ya, şöyle dediğini işitti:
Bunu üzüntü ile dinleyen zekât sahibi, doğruca şeyhine gider ve durumu teessürle anlatır. Şeyhi ona:
Alır, yolda rastladığı ilk fakire verir. Fakir sevinçle aldığı akçeyi cebine koyarken koltuk altından bir kuş ölüsü pat diye yere düşer. Bunun izahını, ısrarla isteyince de şöyle anlatır:
Bu defa geri dönüp, hayretini yenemeyerek durumu şeyhine anlatır. Şeyh, bunda şaşılacak birşey yok, diyerek şöyle izah eder:
Ben kazanırken ise, haram karışmasın diye titriyor, bazen helâlları bile terkediyordum. Bu sebeple böyle servetin zekâtını da böyle ihtiyaç sahipleri yerler der.
Asıl düşünülecek şey, kazancımızın durumudur. Kazandığımız mal, Sarhoşa mı lâyık, gerçek ihtiyaç sahiplerine mi lâyık.
Hazreti Allah helalinden kazanıp, helâl yolda harcamayı nasib etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder