Her Müslüman kendi hesabını kendisi verecek. Bu yüzden sen sana düşen görevi yap diyorum.
Hocam, devlet kola fabrikası açtı. Bu işler böyle olmaz yorumları geliyor.
Zekat ibadetine dikkat edelim, zekatımızı düzgün verelim diyorum.
Hocam, adam zekat veriyor ama ihaleden ihaleye koşuyor. Onu niye anlatmıyorsun mesajları geliyor.
Yav Müslüman! Bir kere de sağına soluna bakmadan üzerine düşen görevi yapsana sen!
İslam'a ve Müslümanlara düşmanlığı açık olan her firmanın mağaza ve iş yerlerini protesto edin ve her türlü yenilebilir, giyilebilir, tüketilebilir ve iki ayaklı mallarını boykot et diyorum.
Hocam, Araplar kola içiyor. İslam birliğinden niye bahsetmiyorsunuz itirazları geliyor!
Yav değerli mümin kardeşim, bir defa da aynadan bak! Ne zaman bir suçtan, bir kusurdan, bir eksikten, bir görev ve vazifeden bahsetsem hemen pencereye çıkıp dışarıdaki adamlara bakıyorsun. Ben onlardan bahsetmiyorum. Senden bahsediyorum.
Ben, bireyin kendi dini ve ahireti için faydalı olabilecek ve elinden gelebilecek basit ve uygulanabilecek örnekler veriyorum.
Pusuda bekler gibi itirazcımız hazır: Hocam, senin dediğin sinek öldürmek, bataklığın kurutulması lazım. Bunu ancak devlet yapabilir. Fertlerle olacak şeyler değil...
Kardeş, ben sana yazıyorum, kendime yazıyorum. Ben cumhurbaşkanına mektup yazmıyorum ki! Niye hemen sorumluluğu başkasına atıyorsun!
Mekke'de Bilal, acaba kölelerden önce kim Müslüman olacak diye beklemedi. Ebu Bekir, acaba zenginlerden kim önce Müslüman olacak bakalım diye beklemedi. Sümeyye, Ammar ve Yasir ailesi, acaba Müslüman olsak ne olur diye düşünmedi. Bakalım kim Müslüman olacak ve başına ne gelecek diye köşelerde beklemedi.
Devlet yapsın! Araplar yapsın! Zengin iş adamları yapsın! Arap Birliği yapsın! Halife yok ki! Osmanlı ah Osmanlı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder