17 Aralık 2020 Perşembe

VAK'A Bir yahudiyle bir münafık, şu veya bu meseleden kavga ediyorlar. Yahudi, hesaplaşmak üzere, münafığı Allah Resûlünün huzuruna davet ediyor: Haydi gidelim: O hükmetsin!.. Hayır, Kâab bin Eşref'e gidelim! -Nasıl olur? Onun gibi âdil bir hâkime gitmek dururken Kâab'dan nasıl bahsedebiliyorsun? Münafik çaresiz kalıyor ve Büyük Huzura çıkıyorlar. Taraflar meselelerini anlatıyor, iddialarını ileri sürüyorlar. Allah Resûlünün verdikleri hüküm Yahudiden yana. Fakat münafik razı olur mu Peygamber adaletinden Hemen çekiyor Yahudi'nin eteğinden ve diyor ki: - Seninle Ömer'e gidelim, o hüküm versin. - Nasıl olur, Peygamberinin hükmünü Ömer nasıl değiştirebilir?Ne olursa olsun, kalk gidelim! Ömer'in karşısındalar... Yahudi söz alıyor: - Bu dâva üzerinde hüküm almak üzere evvela Peygamberinize gittik. Lehimde hüküm verdi. Şimdi bu adam razı olmuyor o hükümden... Senin yeniden karar vermeni istiyor. Israrına dayanamadığım için geldim. Lüzum yoktu. Hazret-i Ömer, münafığa hitap ediyor: - Ne dersin, doğru mu bunlar? - Evet... Bunun üzerine kılıcını çekiyor Ömer ve haykırıyor: - Ben Allah Resûlünün hükümlerinden razı olmayanlar hakkında işte böyle hükmederim! Ve münafığın kellesi düşüyor. O zaman Cebrail iniyor ve Allahın Resûlüne hitap ediyor: "- Ömer, hakla bâtil arasını ayırd etti." Ve Ömer'e ayırd edici, "Faruk" lâkabı takılıyor.

 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder