Seyyid’ül-Vücût Efendimiz:
“Size iktisadı (tasarrufu) tavsiye ederim. Zira iktisat eden; âli olur, huzur bulur.” (Râmuz 174/7) düsturu ile iktisat ilminin esasını asırlar önce koymuştur.
Kâinâtın Efendisi S.A.V. kelâmı, kısa, mânâsı geniş hadîs-i şerifleriyle “İktisadın insanoğluna dost, israfın düşman olduğunu” beyan buyurdular.
Bugün âile yuvalarını sarsan en büyük âfet fantezi ve nefsânî arzu ve isteklere uyarak israf etmek olduğunu izaha ihtiyaç yoktur?
İsraftan ve serveti kötü kullanmaktan sakınıp güzel idare etmek, insanoğlunu fakirlikten korur. Cihanda bundan güzel bir düstur bulunmaz.
Fahr-i Âlem S.A.V. Efendimiz sadakanın dahî israf mertebesine varmasını caiz görmeyip güzel bir surette dağıtılmasını emretmiştir.
H.Ş.: “Sadaka vermeye, evlâd ü iyâlinden başla...” (Riyâzussâlihîn, C. 1. S. 332)
H.Ş.: “Sadaka ve duâlar, belâyı defeder, ömrü uzatır.”
H.Ş.: “Sadakanın efdali; sıhhatin yerinde, zenginlik yolunu düşünüp fakirlikten korktuğun zaman sahip olduğun maldan verdiğindir.”
İhmal edip işi sona bırakma! Yoksa ölüm hastalığı gelip de, “Filâna şu kadar, falana bu kadar verilsin” dersin, lâkin söylediklerinin hiç biri senin maksadına uygun olmaz. Bıraktıkların da başkasına kalır.
Kûfe’nin bânîsi daha sonra valisi, Kadisiye muharebesinin başkumandanı, İran fâtihlerinin birincisi Sa’d bin Ebî Vakkas R.A., Vedâ Haccı esnâsında Mekke-i Mükerreme’de hastalanmıştı. Fahr-i Âlem Efendimiz ziyaretine vardıklarında Hz. Sa’d:
–Yâ Resûlallah! Gördüğünüz gibi rahatsızlığım ağır... ben zenginim, bir kızımdan başka mirasçım da yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtayım mı?
Resûlüllah S.A.V.:
–Hayır.
–Yarısını tasadduk edeyim mi?
–Hayır.
–Üçte birini tasadduk edeyim mi? deyince, Resûlüllah S.A.V.:
–Üçte biri dahî iyidir. Varislerini zengin bırakman, senin için muhtaç bırakıp halka avuç açtırmaktan hayırlıdır. Ve şüphesiz rızâ-i ilâhî için, bir nafaka vermekle de ecir alırsın. Hatta zevcenin ağzına verdiğin lokmada senin için ecir vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder