“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
Bir Hafıza Umut Olmak Dünyanın her yerinde, eğitim tohumları ekiyoruz. Büyüsün,filizlensin, gölges
- Ana Sayfa
- Kabe'nin yapılışında ki taşlar
- mustafaulas2148
- sohbet defterim
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- AHMET TOMOR HOCAEFENDİ sohbetleri
- takva
- Sayfa ve guruptaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın doktorunuza danışmadan kullanmayın uyarılarıda okuyun saygılar
- Dini Soru ve Cevaplar
- ihyaforum
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- “Asıl olan söz dili değil, hal dilidir, konuşmaktan çok yaşamaktır. İnandığı gibi anlatmaktan ziyade inandığı gibi yaşamaktır…
- Kalplerin Anahtari
- faydalı bilgiler.
- Arifler Eğitim Ve Kültüre Yardım Derneği
- Kur’an-ı Kerim Okumayı Öğreniyorum: Elif Cüzü
- Bir Hafıza Umut Olmak Dünyanın her yerinde, eğitim tohumları ekiyoruz. Büyüsün,filizlensin, gölgesinde insanları serinletsin diye. Sizler de bir hafızın giderlerine sponsor olabilir, eğitime destekte bulunabilirsiniz.
- Muhtasar İlmi̇hal
- nasihat 1
- nasihat 2
- evininzde Kur’an-ı Kerim Okumayı Öğrenin
- Farz-ı ayn
- Davudi Sesler 1
- derin tahkik
- tomorhoca
- nasihat 3
- nasihat 4
- Gönüllere
- Gönüllere Yolculuk
- Takva
- FAZİLET TAKVİMİ
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- HADİS➖SÜNNET
- Eğer ahiret olmasa dünya yalan olur
31 Temmuz 2021 Cumartesi
Hazreti Ebu Bekir İslâmla şereflenmeden evvel çok zengindi ve herkes onu zengin olarak bilirdi. Fakat müslüman olduktan sonra bütün malını - mülkünü Allah
OKUYUNCA HAYRAN KALACAKSINIZ
Hazreti Ebu Bekir İslâmla şereflenmeden evvel çok zengindi ve herkes onu zengin olarak bilirdi. Fakat müslüman olduktan sonra bütün malını - mülkünü Allah yolunda harcadı ve bir hırka bir lokma kaldı. Hazreti Ebu Bekir'i hâlâ eski halinde zanneden bir sahabi bir gün kapısını çalıp:
— Ya Eba Bekir, benim 12 bin akçe borcum var. Bugün vermem lâzım, benim bu borçtan kurtulmam için bu parayı vereceğini umarım, dedi.
Hazreti Ebu Bekir (r.a.):
— Biliyorsunuz ki, ben bütün varlığımı Allah için sarfettim. Şu anda size verecek bu para bende yok, dediyse de adam:
— Ben sizde hâlâ bu kadar para var biliyordum, dedi. Bunun üzerine Hazreti Ebu Bekir kalktı:
— Sen bekle, ben biraz sonra gelirim, dedi ve bir yahudinin kapısını çaldı. Yahudiden 12 bin akçe borç istedi:
— İnşallah yarın öğleden sonra veririm, dedi. Yahudi:
— Yarın vermezsen ne olacak? Diye sordu. Ebu Bekir (r.a.):
— Yarın vermezsem sana köle olacağım, ister beni hizmetinde çalıştırırsın, istersen pazara götürür satarsın, buyurdu. Bu şart üzerine yahudi parayı verdi. Hazreti Ebu Bekir de parayı getirip fakire verdi.
Sabah oldu. Hazreti Ebu Bekir borcu nasıl ödeyeceğini düşünüyor, bir çare bulamıyordu. Kızı Hazreti Aişe'nin evine gitti, durumu anlatıp yahudiye köle olacağını bildirerek hakkını helâl etmesini söyledi. Her ikisi de ağlaşmaya başladılar.
Hazreti Ebu Bekir:
— Allah'a ısmarladık, deyip gitti.
Hazreti Aişe validemiz ağlayarak onun arkasından bakıyordu. Bir müddet sonra gözlerinden akan yaşlardan düşen damlaların yerde parlamaya başladığını görünce eline aldı ve baktı ki, pırlanta gibi bir şey. Babasını çağırdı:
— Babacığım al bunları pazarda sat, yahudinin parasını verir, kölelikten kurtulursun, dedi.
Hazreti Ebu Bekir mücevherleri alıp çarşıya gitti. Bir tabağın içine koymuş müşteri bekliyordu. Biraz sonra karşısına bir adam çıktı:
— Ya Eba Bekir bunları satıyor musun? diye sordu.
O:
— Satıyorum, dedi. Karşısındaki adam Cebrail aleyhisselâm'dı.
— Kaça satıyorsun? diye sordu. Hazreti Ebu Bekir:
— 12 bin akçeye satıyorum, deyince O:
— Bunun değeri o kadar değil, bunun değeri 20 bin altındır, aç eteğini dedi. Hazreti Ebu Bekir eteğini açtı. O Zat altın tabak içindeki altınları Hazreti Ebu Bekir'in eteğine boşalttı. Hazreti Ebu Bekir eteğinde altınları saymadı bile... Altınlarla birlikte kızı Aişe'nin evine gelmişti. Yahudiyi kızının evinde bekler vaziyette görüp:
— Al paralarını diyerek, eteğindeki altınları yahudinin eteğine boşalttı.
Yahudi:
— Senin borcun bu kadar değil, 12 bin akçedir, deyince Hazreti Ebu Bekir:
— Bu paranın tamamı senindir, çünkü senin verdiğin paranın bereketidir, buyurdu. Yahudi altınları eline alıp baktı ki, altınlar, dünya altınlarına hiç benzemiyor. Bir tarafında «Lâ ilahe illallah Muhamme-dürresûlüllah» öbür yüzünde ise Ihlâs Sûresi yazılı.
Yahudi bunları görünce:
— Ya Eba Bekir, sizin dininiz hak, sense hakiki bir velisin. Bana İslâm dinini öğret, ben müslüman oldum, dedi. Şehadet getirerek Islama girdi. Ondan sonra bütün varlığını Allah yolunda sarfetmeye kendisi başladı.
●●●●●●
Ehl-i Sünneti Yıkmak İslam’ı Yıkmak demektir...
SORU: Türkiye’de şu anda kaç çeşit Müslümanlık var?
CEVAP: Eskiden iki çeşit vardı: Ehl-i Sünnet Müslümanları ile ehl-i bid’at. Şimdi bin çeşit desek mübalağa etmiş (abartmış) olmayız.
SORU: Ehl-i Sünnet Müslümanları kimlerdir?
CEVAP: İtikadları sahih olan ve İslam’ı dört fıkıh mezhebinden birine göre hayata uygulayan kimseler Ehl-i Sünnettir.
SORU: Mezheplere lüzum yok, ben İslamı Kur’andan ve Sünnetten öğrenirim diyen mezhepsizler ve Selefîler Ehl-i Sünnet değil midir?
CEVAP: Sosyolojik kimlik kültür açısından elbette Müslümandırlar ama Ehl-i Sünnetten çıkmışlardır.
SORU: Dört mezhebi terk ve inkar edince birlik olmuyor mu?
CEVAP: Birlik mi, güldürmeyin beni!.. Tam aksine, korkunç bir tefrika, dağılma, kaos ve anarşi oluyor. Fıkha sırt dönülünce ortaya milyonla bozuk bâtıl mezhep çıkmış oluyor. Eline Kur’an tercümesi ve bir de hadîs kitabı alan cahiller ve yarı cahiller müctehid kesiliyor.
SORU: “Ben dinimi Kur’an mealinden ve hadis kitaplarından öğrenirim, bana fıkıh gerekmez” diyen sizce bid’atçi mi oluyor?
CEVAP: Bence değil, büyük İslam alimlerinin gözünde bid’atçi ve yoldan ayrılmış olur böyleleri.
SORU: Ehl-i Sünnet Müslümanları birliği korumak için ne yapmalı?
CEVAP: İslamı kendi kafalarına göre anlamaktan ve yorumlamaktan kaçınmalı, dört mezhepten birine sımsıkı bağlanmalıdır.
SORU: Yirminci asırda zuhur etmiş aktivist İslam hareketi Sünnî bir hareket midir?
CEVAP: Sünnîlik içinde bir bid’at cereyanıdır. Bugünkü kaosta, tefrikada, bölünmüşlükte onların da hayli tuzu biberi bulunmaktadır.
SORU: Sosyolojik ve kültürel açıdan Sünnî görünen bazı İslamcılar ve ilahiyatçılar, Ali Şeriatî isimli Şiîyi büyük bir Müslüman düşünür, örnek, önder, model olarak gösteriyor, buna ne dersiniz?
CEVAP: Ali Şeriatî, İslam Şinasî adlı kitabında “Allah (bir baskısında Hoda) yek Janus-i hakikî est” demiştir. Yâni (hâşâ) “Allah gerçek bir Janus’tur” diye yazmıştır. Bilmeyenlere söyleyelim, Janus iki çehresi olan bir Roma putudur. Allahı bir şeye benzetmek küfürdür. Bir puta benzetmek küfür üstü küfürdür. Bugün, büyük sayıda İslamcı mezhepsiz bu adamı İslam büyüğü olarak övmekte ve kitaplarını gençlere tavsiye etmektedir. Diyanet bile, kitabevlerinde Şeriatî’nin kitaplarını satıyor… Şayet bir kısım İslamcılar, Allahı bir puta benzeten bir kimseyi övüyorlar, kitaplarını tavsiye ediyorlarsa durum çok vahimdir.
CEVAP: Bu zatın dünya çapında büyük bir sosyolog olduğunu söylüyorlar, ne dersiniz?
SORU: Palavradır bu. Sosyoloji okumuş o kadar. Yirminci asırda yaşamış dünya çapında büyük filozoflar, düşünürler, sosyologlar listesinde onun ismi yoktur.
SORU: Türkiye’de Ehl-i Sünneti nasıl sarstılar ve yıktılar?
CEVAP: 1970’li yıllarda, Afganîci Reşid Rızanın “İslamda Telfik-i Mezâhib” adlı kitabını Diyanet yayınları arasında çıkarttılar ve Sünnî surda büyük bir gedik açtılar. Ne kadar bozuk, sapık, yıkıcı, kafa karıştırıcı cereyan, bid’at fırkası varsa o gedikten bünyemize girdi ve bugünkü anarşi meydana geldi.
SORU: Son elli yılda, Ehl-i Sünnet gereği gibi ve kadar korunabildi mi?
CEVAP: Maalesef korunamadı. Hem laiklik terörü yüzünden, hem de Sünnî geçinen bazılarının vazifelerini yapmamaları yüzünden. Bulgaristanlı Ahmed Davudoğlu Ezherî hocaefendi gibi yirmi büyük alim kitap ve makale yazmış, bunlar milyonlarca Müslümana ulaştırılmış, Ehl-i Sünnet Müslümanları uyarılmış olsaydı, bu kadar tahribat olmayacaktı. Dindar geçinen birileri, din yıkılırken maalesef yan gelip yatmış, bize dokunmayan yılan bin yaşasın demişlerdir… Ehl-i Sünneti savunan merhum üstad Necip Fazıl’ı burada minnet, teşekkür ve dua ile anıyorum…
SORU: Ülkemizde İslam’ın içi boşaltılmak mı isteniyor?
CEVAP: Evet dinin içi boşaltılmıştır. Önce Şeriat elden gitti, şimdi din iman gidiyor ve bizim bazı sahte dindarların, yalancı sofuların kılı bile kıpırdamıyor.
SORU: Gafiller, kâfirler, münâfıklar, dıştan Müslüman görünen Kriptolar Şeriatsız bir İslam türetmek mi istiyor?
CEVAP: Tam üstüne bastınız. Şeriatsiz İslam olmaz. Çünkü Şeriat, Kur’andan ve Sünnetten çıkartılmış dinî hükümlerin tamamına verilen isimdir. Namaz, oruç, zekat hep Şeriattır. Ben Müslümanım ama Şeriata karşıyım diyen kimse ya cahildir, yahut haindir, her hâlükârda dinden çıkar…
SORU: Bir de Fazlurrahmancılık bozuk cereyanı var…
CEVAP: Bu akıma islamî fırka sıfatını veremeyiz. Kadiyaniler gibi bağımsız bir din türetmişlerdir. Kur’andaki üç yüz küsur ayetin hükümlerinin tarihsel olduğunu, bugün geçerli olmadığı iddia ediyorlar. Bin kere yazıklar olsun ki, bu akım çok önemli bir kuruma da sızmıştır. Taqiyye ve kitman yaparak gizleniyorlar.
SORU: Dinin içinin boşaltılmasından kimler sorumludur?
CEVAP: Asıl sorumlular vazifelerini yapmayan, Fırka-i Nâciye olan Ehl-i Sünneti savunmayan, bid’atçileri ve sapıkları red, cerh ve ibtal etmeyen BİLENLER’dir.
SORU: Dinin içi bu şekilde boşaltılmaya devam edilirse, işin sonu nereye varır?
CEVAP: İçi boşalan din yıkılır, bid’atçilerle birlikte Sünnîler de enkazın altında kalır, Türkiye çöker, parçalanır.
SORU: İslamı siyasete, şahsî emellerine, menfaat ve nüfuza, prestije, paraya, zengin olmaya, ün ve alkış kazanmaya, nefs-i emmarelerine alet edenler için ne diyorsunuz?
CEVAP: Islahları için dua ederim. Olmayacaklarsa onlardan teberri ederim. Onların bu gidişi cehennemîdir.
BİR SORU DAHA: İslamcıların, bid’adçilerin, Selefîlerin haklı oldukları bir konu yok mudur?
CEVAP: Onların, Ehl-i Sünnete uymayan bütün itikadları, görüşleri, çare ve çözümleri, (bozuk) ictihad ve fetvaları yanlıştır. Bunların bir teki bile haklı ve doğru değildir. Onların da söyledikleri doğrular var mıdır? Elbette vardır… Hangileridir bunlar? Ehl-i Sünnete uygun olanlarıdır. Bir örnek vereyim: Namaz kılmak farzdır diyorlar… Bu doğrudur. Namazı, dört mezhepten birinin fıkhına göre değil, kendi kafama göre, kendim ictihad yaparak kılarım derlerse bu yanlıştır.
(M.Ş.E.)
18 Ocak 2016 Pazartesi
PAYLAŞALIM HERKES OKUSUN.
SİGARA TÜKETENLERİN veya BRONŞLARI DOLMUŞ OLANLARIN UYGULAYACAKLARI
TERE KÜRÜ
A ) - . Tere nikotine karşı mükemmel bir panzehirdir.
B ) - Terenin, çiğ olarak tüketilmeden önce mutlaka akan soğuk su altında çok iyi yıkanması gerekir.
C ) - Yıkamadan tüketilmesi halinde üzerinde bulunan parazitler bazı hastalıklara neden olabilmektedir.
D ) - Tere fazlaca tüketildiği takdirde idrar yaparken yanma yapar. Bu durum karşısında endişe edilmemelidir.
TERE KÜRÜ UYGULAMA
a ) - Kaynamakta olan yarım litre suya onbeş-onaltı tane tere (yaklaşık bir bağın yarısı) atılır ve hafif ateşte, ağzı kapalı olarak sadece üç dakika haşlanır.
b ) - Soğuması beklemeden süzülür.
c ) Soğuduktan sonra, aç karnına veya yemeklerden iki saat sonra sadece haşlanmış suyunun tamamı içilir.
d ) - (5) Beş gün, gün atlamadan uygulanır ve her gün taze olarak hazırlanır.
e ) - İkinci ve üçüncü günden sonra bol miktarda balgam söktüğünüzü ve bronşlarınızın açıldığını hayretle gözlemeniz mümkün olabilecektir.
f ) - Sigara tiryakilerine dönem dönem bu kürü uygulamalarını tavsiye ederim.
g ) - Tere otunun üç dakikalık haşlama suyunun içimi pek kolay olmayabilir.
h ) - Haşlama suyunu içmekte zorlanıldığı takdirde, yanında başka hiçbir şey yemeden aç karnına veya yemeklerden en az iki saat sonra onbeş-onaltı tane taze tereyi çiğ olarak üzerine hiç bir şey ilave (tuz, limon vb.) etmeden de tüketilebilir.
ı ) - Aynı şekilde beş gün (gün atlamadan) uygulanır. 'Bronşlarım dolmuş' diye şikâyeti olanlara da tere kürünü tavsiye ederim.
♦️En etkili ağrı kesici, kan sulandırıcı ve ateş düşürücü limon; en iyi antibiyotik sarımsaktır. İltihaplanma için 2-3 gün açlık orucu. ♦️Kortizon, bağırsaklarda kalsiyum emilimini azalratak kemiklerde kalsiyum kaybına ve kalsiyumun böbreklerle dışarı atılmasına sebep olur.Ayrıca bağışıklık sistemini baskılar. ♦️Dikkat! Ave AB kan grupları kansere yatkın. Kekik çayı bağırsak kurtlarını düşürür. ♦️Sağlık için pişmiş yemeği azalt. ♦️Kan akışkanlığı için haftada 2-3 defa içyağı. ♦️A kan grubu kırmızı eti ve sütü sindiremez. ♦️0 kan grubu buğdayı ve sütü hazmedemez. ♦️ Ab kan grubunun midesi yağlara karşı hassastır. ♦️Zeytinyağı içmek bağırsak kurtlarını düşürür. ♦️Limon suyu iltihabı kurutur, kireci söker. ♦️Parfümler, ruh hastalıklarına ve kısırlığa sebep olur. ♦️Horoz eti meniyi artırır ve aklı güçlendirir.
Sinameki kalbi güçlendirir.
Fazla kalsiyum ve mineral kıkırdak doku ölümüne ve kireçlenmeye sebep olur.
Akşam dokuzdan sonra yemek yiyen, reflü, gastrit ve ülseri varsa bundan kurtulamaz.
Safra asitleri hidrojenize yağları tanıyamaz.
B ve Ab kan grupları tavuk etini sindiremez.
lrsi hastalıklar hariç hemen hemen bütün hastalıklar yanlış beslenme kaynaklıdır.
İbni Sina sabah ekmek akşam et yemeyi öneriyor.
Yemekten sonra içilen su hazmı zorlaştırır.
Yoğurt suyu yaraları temizler ve kapatır.
Anason çayı baş ağrısına iyi gelir.
Omega 3: Zeytinyağı, ceviz yağı, keten yağı, yağlı balık, köy yumurtası, semizotu ve semizotu tohumu, isirganr ve ısırgan tohumu, doğal soya yağı ve doğal ayçiçeği yağı.
Basur için hurma.
Kabızlık için sinameki. ( Yemeklerden sonra!)
Haftada bir oruç tutan hastalık yüzü görmez.
Kangren için sülük tedavisi.
İshal için sıcak banyo, uyku, açlık, ham üzüm, vişne, limon veya nar suyu. Keçi sütü içmek, semizotu tohumu yutmak.
Saat akşam 21'den sonra sadece su ve şekersiz bitki çayı.
Tabipler basur ve varise, muskat ve sülükten daha iyi bir ilaç bulamamışlardır.
Kansızlık için üzüm pekmezi ve demirdöküm tencere.
Deterjan ve kimyasal maddeler, kemik iliği hücrelerinin kendini yenileme özelliğini yani RNA sentezini bozar.
Kimyasal ilaçlar, alyuvar hücre duvarlarını eriterek yıkıma uğratır.
Kimyasal saç boyaları doĝrudan böbrekleri etkiler.
Bisfenol A ve Paraben, erkeklerde testesteronu azaltarak kadınsılaştırır; kadınlarda da erkeksi davranışlara sebep olur.
gözde çıkan arpacık Sarımsağı soy
gözde çıkan arpacık Sarımsağı soy ortadan ikiye kes ve arpacığa sür 3 gün. Kesin çözüm.
Sokaklar da yatak odası kıyafetiyle dolaşan
Sokaklar da yatak odası kıyafetiyle dolaşan her kadın sapıktır...
Bir algı var; sapık dendiği zaman sadece akla erkek gelir.. Oysa; sokakların sapık kadınlardan da temizlenmesi lazım ki, toplum bir nebze ıslah olsun..
Çok garip geldi değil mi okuyunca "sapık kadınlar"(!)
Bir erkek avret mahallini iyice belli edecek tarzda çok dar bir pantolon giyse, sapık/rezil vs. diye bağırırsın.. Ama giydiğiniz taytlardan her hattınızı belli ederken kendiniz adına neden utanmazsınız?
Haa o sizin özgür yaşam tarzınız değil mi? Peki erkeklere niye yok o özgürlükten? Sen baştan aşağı avret olduğun halde, tayt giyme özgürlüğünü kendine hak biliyorsun da, erkeğin özgürlüğünü neden alıyorsun elinden?(!) Senin avretinin belli olması moda, erkeğin ki sapıklık öyle mi?
Otobüste/metro da bedeninin kokusunu şişeler dolusu parfüm sıkıp güzelleştirip, burunların direğini kıran ve erkeğin yanından ifil ifil geçtiğinde beyne direk şehvet hormonları uyarısı verecek kadar kokulanan bir kadın; "bana bakma" dediği gibi "beni koklamayın" da diyebilir mi? Parfüm Sıkan Kadınlar ALLAH VE MELEK TARAFINDAN LANETLİ!!!!
Ben, helal olduğu halde hiç çarşı pazarı göğüsleri yarıya kadar görünür tarz da gezen abi/amca görmedim. Siz gördünüz mü? Görsek "sapık" diye koşarız değil mi adamcağızın peşinden?
Peki ben, domates seçerken sapık ablanın göğüslerini neden görmek zorundayım? Erkek göbekten yukarısı helal olduğu halde asla böyle gezmez/gezemezken, kadınlar göğüs avretini açıpta geziyor ve bu sapıklık olmuyor öyle mi?
Bir bankta kalçasının tam altına gelecek kısalıkta şort ile oturan bir adamın yanına çocuğunuzu oturtur musunuz?
Ne münasebet deli midir, sapık mıdır nedir?! Teklifim bile nasıl çirkin değil mi annesi?
Peki aynı şekilde oturan, kalçasından aşağısı çıplak bir kadının giyinişi, neden seni aynı şekilde rahatsız etmiyor? Vel hasıl kelam; sokaklar da yatak odası kıyafetiyle dolanan her kadın da bir o kadar sapıktır! Toplumun ahlakını bozuyorlar! Toplumun kalitesini düşürüyorlar! Bugün o çocuklar çarşı pazarda bir ablanın göğsünü, kalçasını, bacaklarını görmek zorunda kalıyorsa, bu da bir "ÇOCUK VE TOPLUM İSTİSMARIDIR". Yağmur mirzaveya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
MEHMET EMİN TOKADİ HAZRETLETİNİN DUASI ..!.' -- Evliyaların hocasıdır. İstanbul'da Ashab-ı Kiram'dan sonra medfun bulunan üç ...
-
Kalplerin Anahtari 16s · Hz. Hatice Vâlidemizle başlayan söz . "Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâley...