4 Haziran 2022 Cumartesi

Allah Teala, -hata ve günahı ne kadar çok olursa olsun- bir kul pişmanlık duyup tevbe ederse, bu sıfatının iktizası/gereği onu bağışlayabilir. Bir bakıma Ğafûr, Esmâ-i Hüsnâ’dan Ğaffâr isminin manasını ihtiva etmektedir. Yani Ğafûr da Ğaffâr gibi ziyadesiyle affedici manasınadır. Aralarındaki fark ise şudur: Ğafûr’da olan mübalağalık/ziyade

 Allah Teala, -hata ve günahı ne kadar çok olursa olsun- bir kul pişmanlık duyup tevbe ederse, bu sıfatının iktizası/gereği onu bağışlayabilir.

Bir bakıma Ğafûr, Esmâ-i Hüsnâ’dan Ğaffâr isminin manasını ihtiva etmektedir. Yani Ğafûr da Ğaffâr gibi ziyadesiyle affedici manasınadır. Aralarındaki fark ise şudur:
Ğafûr’da olan mübalağalık/ziyadelik, Ğaffâr isminde yoktur. Çünkü Ğaffâr, fa’âl vezninde mubalağa-i ism-i fâildir, ‘mağfiret bakımından çokluk’ manasınadır… Dolayısiyle mağfiretin tekrarlanması babında ziyadelik ifade eder. Cenab-ı Hak, bu ism-i celili mucibince tevbe eden kulunu, tekrar tekrar affeden demektir.
‘Ğafûr’ kelimesi ise ‘faûl’ vezninde bir ism-i faildir; gufrânı tam olan, bütün mağfiretleri / bağışlamaları içine alan gayet şümullü-kapsamlı bir mâna taşımaktadır.
İmam Gazâlî hazretleri, Ğaffâr ismini açıklarken; ‘kötüyü-çirkini örten’ mânâsına geldiğini zikrettikten sonra, önemli bir noktaya dikkatimizi çeker. Der ki:
“Allah, insanın yüzünü, gözünü, elini açığa çıkardığı halde;midesini, bağırsaklarını ve sair görünmesi hoş olmayan organlarını içeride yaratmıştır. Onları böylece örten Allah, kulunun günahlarını da örter.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder